LİDYALILARIN “HİÇ KURUMAYAN GÖL” OLARAK NİTELENDİRDİĞİ GYGES GÖLÜ KURUMAYA BAŞLADI
Manisa’nın Gölmarmara ve Salihli ilçe sınırları arasında bulunan ve Lidyalıların “Hiç Kurumayan Göl” olarak nitelendirdiği ve bugün gerek sulamada gerekse balıkçılıkta bölge ve yöre halkı için büyük önem taşıyan Marmara Gölü, mevsim şartları nedeniyle kurumaya yüz tuttu. Salihli Turizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin, Lidyalılar tarafından “hiç kurumayan göl” olarak adlandırılan Marmara Gölü (Gyges Gölü) gittikçe kurumakta ve yaşayan canlı sayısının da her geçen gün azalmakta olduğunu söyledi.
Salihli-MANİSA
27 Eylül 2018 // Haber // Mehmet Şahin/Süleyman Arasan // 1549
Fotoğraflar: Mustafa Toga/Süleyman Arasan
Lidyalılar tarafından “hiç kurumayan göl” olarak adlandırılan Marmara Gölü (Gyges Gölü) gittikçe kurumakta ve yaşayan canlı sayısı da her geçen gün azalmakta.
LİDYALILAR KRAL GYGES’İN İSMİNİ TAKTIKLARI GYGES GÖLÜNE ÇOK ÖNEM VERMEKTEYDİLER
Tarih sahnesine ilk defa parayı icat edip bir de bunu altın olarak darp ederek çıkaran Lidyalıların büyük bir medeniyet oluşturduklarını belirten Salihli Turizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin,” Altın devlet olarak nitelendirdiğimiz Lidya devleti, Sardes Kentini başkent yapıp dünyanın ticaret merkezi haline getirmeye başladılar. Elbette Lidyalılar sadece parayla ismini duyurmadılar. Dionysos tiyatrosu, Kral Karun, Altın Yolu(ticaret yolu) gibi daha birçok kavram Lidyalılarla özdeşleşmiştir. Lidya Devleti çevresindeki nimetleri iyi tanıyan ve bulundukları konumu çok iyi değerlendiren uygar bir devlettir. Lidyalıların Kral Gyges’in ismini taktıkları Gyges gölüne çok önem vermekteydiler. Öyle ki Lidyalılar vefat eden krallarının mezarlarını kendileri için kutsal olan bu gölün kıyısına yaptılar. Biz bu mezarlara “Anadolu Piramitleri” diyoruz. En büyüğü Alyattes’e ait olan anıt mezarlar günümüzde de hala görkemini korumaktadır. Lidya Devleti için önem arz eden ve Lidyalıların “hiç kurumayan göl” olarak nitelendirdikleri göl, bu günkü Marmara Gölü’dür”dedi.
LİDYALILAR ‘HİÇ KURUMAYAN GÖL’ ADINI VERDİ
Bugünkü Marmara Gölü’nün diğer tabirle “Gölmermere”olduğunu belirten Salihli Turizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin,” Lidyalıların coğrafyasına şöyle bir baktığımızda; Lidya Anadolu’nun batısında bulunmaktadır. Aydın Dağları ve Bozdağlar arasında kalan Lidya Devleti verimli Gediz ovasına sahiptir. Gediz ovasına ismini veren Gediz nehri bu bölge için önemli bir akarsudur. Bu akarsuyun hemen dibinde ise Marmara Gölü (Gyges gölü) bulunmaktadır. Sardes akropolünden kuzeybatıya doğru baktığımızda bizi Marmara Gölü tüm güzelliğiyle karşılamaktadır. Marmara Gölünü bulunduğu bölge olarak tarihlendirilmesini yaparsak; yaklaşık olarak MÖ 1700lere kadar dayanır. Bu tarihlerde en az dört tahkimatlı sitadelden (akropol/yukarı şehir) ikisi büyük, ikisi küçük oluşan bir yerleşim ağı bulunmaktadır. Burada ki yerleşim Genç Tunç Çağına kadar iskân edilmiş ve bundan sonra bir daha yeniden yerleşime tanık olmamıştır. Bu sitadellerin (Akropol/ yukarı şehir) yüzeyinde yangın tahribatına ait izler bulunmaktadır. Tahmin edilen şu ki o dönemde Marmara Gölü ve çevresi iki sebeple boşaltılmış olabilir: yangın ya da deprem. Bu gölün kuzeyinde bulunan şehir bugün Daldis/ Nardi Antik Kenti olarak nitelendirilmektedir. Homeros bu gölden şöyle söz eder: Yıkıldın Otrynteusoğlu, erlerin en korkuncu Buralarda oldu ölümün, Oysa Gygaie Gölünün kıyılarında doğmuştun Orada babanın toprakları vardır, Balığı bol Hyllos Irmağının orda, Burgaçlı Hermos Irmağının kıyılarında. Yaklaşık 800 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Salihli Ovası; Sart(Sardes) Ovası ve Adala Ovasından meydana gelmektedir. Lidyalıların “hiç kurumayan göl” adını verdikleri Marmara Gölü (Gyges Gölü) 34 kilometrekarelik bir alana sahiptir”dedi.
MARMARA GÖLÜ (GYGES GÖLÜ) GİTTİKÇE KURUMAKTA VE YAŞAYAN CANLI SAYISI DA GİTTİKÇE AZALMAKTADIR
Mevsim şartları nedeniyle bu alandaki suyun gün geçtikçe azalmakta ve bölge için tehlike arz etmekte olduğunu belirten Salihli Turizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin,” Marmara Gölü (GYGES Gölü) birçok canlıya ev sahipliği yaparken bölgeye de kısa süreli de olsa turizm potansiyeli oluşturmaktadır. Günümüzde balıkçıların ve avcıların uğrak noktası olan Marmara Gölünün suyu gün geçtikçe azalmaktadır. Lidyalılar tarafından “hiç kurumayan göl” olarak adlandırılan Marmara Gölü (Gyges Gölü) gittikçe kurumakta ve yaşayan canlı sayısı da gittikçe azalmaktadır. Bir hayat sahası oluşturan gölün çekilmesiyle geride kalan boş araziler yöre halkı tarafından tarım alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Göçmen kuşların uğrak noktası olması ve balık çeşitliliği ile görülmeye değer nadir güzelliklerden biri olan Marmara gölünün etrafında Hitit Krallığına ait 5 yerleşimden bahsedilmektedir. Bu yerleşimlerden bir tanesi Seha Nehri Ülkesi (Kaymakçı kalesi) olduğu tahmin edilmektedir. Bu da Marmara Gölüne ayrı bir önem katmaktadır. Son aylarda burada bulunan 3500 yıllık ambarlarda GDO’suz tohumlar ortaya çıkarılmış böylece bölgenin önemi daha da artmıştır”dedi.
LİDYALILARIN “HİÇ KURUMAYAN GÖL” OLARAK NİTELENDİRDİĞİ GÖL KURUMAYA BAŞLADI! (GYGES GÖLÜ)
Tarih sahnesine ilk defa parayı icat edip bir de bunu altın olarak darp ederek çıkan Lidyalılar büyük bir medeniyet oluşturdular. Altın devlet olarak nitelendirdiğimiz Lidya devleti, Sardes Kentini başkent yapıp dünyanın ticaret merkezi haline getirmeye başladılar. Elbette Lidyalılar sadece parayla ismini duyurmadılar. Dionysos tiyatrosu, Kral Karun, Altın Yolu (ticaret yolu) gibi daha birçok kavram Lidyalılarla özdeşleşmiştir. Lidya Devleti çevresindeki nimetleri iyi tanıyan ve bulundukları konumu çok iyi değerlendiren uygar bir devlettir. Lidyalıların Kral Gyges’in ismini taktıkları Gyges gölüne çok önem vermekteydiler. Öyle ki Lidyalılar vefat eden krallarının mezarlarını kendileri için kutsal olan bu gölün kıyısına yaptılar. Biz bu mezarlara “Anadolu Piramitleri” diyoruz. En büyüğü Alyattes’e ait olan anıt mezarlar günümüzde de hala görkemini korumaktadır. Lidya Devleti için önem arz eden ve Lidyalıların “hiç kurumayan göl” olarak nitelendirdikleri göl, bu günkü Marmara Gölü’dür. Diğer tabirle “Gölmermere”dir. Lidyalıların coğrafyasına şöyle bir baktığımızda; Lidya Anadolu’nun batısında bulunmaktadır. Aydın Dağları ve Bozdağlar arasında kalan Lidya Devleti verimli Gediz ovasına sahiptir. Gediz ovasına ismini veren Gediz nehri bu bölge için önemli bir akarsudur. Bu akarsuyun hemen dibinde ise Marmara Gölü (Gyges gölü) bulunmaktadır.
LİDYALILAR DEYİNCE PARANIN İCADI, DİONYSOS TİYATROSU, KRAL KARUN, ALTIN YOLU VE GYGES GÖLÜ GELİR
Sardes akropolünden kuzeybatıya doğru baktığımızda bizi Marmara Gölü tüm güzelliğiyle karşılamaktadır. Marmara Gölünü bulunduğu bölge olarak tarihlendirilmesini yaparsak; yaklaşık olarak MÖ 1700lere kadar dayanır. Bu tarihlerde en az dört tahkimatlı sitadelden (akropol/yukarı şehir) –ikisi büyük, ikisi küçük- oluşan bir yerleşim ağı bulunmaktadır. Burada ki yerleşim Geç Tunç Çağına kadar iskân edilmiş ve bundan sonra bir daha yeniden yerleşime tanık olmamıştır. Bu sitadellerin (Akropol/ yukarı şehir) yüzeyinde yangın tahribatına ait izler bulunmaktadır. Tahmin edilen şu ki o dönemde Marmara Gölü ve çevresi iki sebeple boşaltılmış olabilir: yangın ya da deprem. Bu gölün kuzeyinde bulunan şehir bugün Daldis/ Nardi Antik Kenti olarak nitelendirilmektedir. Homeros bu gölden şöyle söz eder: Yıkıldın Otrynteusoğlu, erlerin en korkuncu Buralarda oldu ölümün, Oysa Gygaie Gölünün kıyılarında doğmuştun Orada babanın toprakları vardır, Balığı bol Hyllos Irmağının orda, Burgaçlı Hermos Irmağının kıyılarında. Yaklaşık 800 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Salihli Ovası; Sart(Sardes) Ovası ve Adala Ovasından meydana gelmektedir. Lidyalıların “hiç kurumayan göl” adını verdikleri Marmara Gölü (Gyges Gölü) 34 kilometrekarelik bir alana sahiptir. Fakat bu alandaki su gün geçtikçe azalmakta ve bölge için tehlike arz etmektedir. Göl birçok canlıya ev sahipliği yaparken bölgeye de kısa süreli de olsa turizm potansiyeli oluşturmaktadır. Günümüzde balıkçıların ve avcıların uğrak noktası olan Marmara Gölünün suyu gün geçtikçe azalmaktadır. Lidyalıların kurumaz dedikleri göl yavaş yavaş kurumaktadır. Bu göl bir hayat sahası oluşturmaktadır. Bugün gölün çekilmesiyle geride kalan boş araziler yöre halkı tarafından tarım alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Gölmarmara göçmen kuşların uğrak noktası olması ve balık çeşitliliği ile görülmeye değer nadir güzelliklerdendir. Marmara gölünün etrafında Hitit Krallığına ait 5 yerleşimden bahsedilmektedir. Bu yerleşimlerden bir tanesi Seha Nehri Ülkesi (Kaymakçı kalesi) olduğu tahmin edilmektedir. Bu da Marmara Gölüne ayrı bir önem katmaktadır.
Son aylarda burada bulunan 3500 yıllık ambarlarda GDO’suz tohumlar ortaya çıkarılmış böylece bölgenin önemi daha da artmıştır. Lidyalılar tarafından “hiç kurumayan göl” olarak adlandırılan Marmara Gölü (Gyges Gölü) gittikçe kurumakta ve yaşayan canlı sayısı da gittikçe azalmaktadır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
1542-MANİSA'NIN PARLAYAN YILDIZI
1547-GÖRDESLİ MAKBULE
1549-GYGAS GÖLÜ KURUYOR
1551-ALAŞEHİRLİ SAMİ BEY/İpek Akgül
1554-ALAŞEHİRLİ ZAHİD MOLLA
1605-LİDYA DEVLETİ HANEDANLARI
1623-MEVLİHANE/İpek Akgül
1636-SEYİD ONBAŞI ESİR DÜŞTÜ
1741-ALAŞEHİR KONGERESİ
1753-TARİHÇİLER TREN İSTASYONU/İpek Akgül
1993-SALİHLİ KEMER KÖYÜ/İpek Akgül
2024-ÇANAKKALE SAVAŞLARI