TRAKTÖR UÇURUMA YUVARLANIYOR
(Öldürmeyen Allah Öldürmüyor)
Bintepelerde’ki zeytinin arasını sürerken traktörü 15 metre derinlikdeki vadiye kaydırdık. Tekelioğlu köyünden Nuri, Mustafa ve Sayim tarktörleri ile gelerek çektiler. Arka arkaya bağlı traktörler çekerken Massey-Fersuson’a bağlı çelik halat koptu. Allahtan yaptığımız iyiliğin biri karşı geldi de kıl payı ölümden kurtuldum. Allah şükür bende bir şey yok. Traktör uçuruma yuvarlanırken arkadaki 11 li çapayı indirdim, çapa toprağa batınca tarktör takla atamadan durdu, bende üstünden atlayıp kurtuldum.
Makale: Mustafa Toga // 26 Nisan 2021 // HABER: 56a
İyilik yap denize at haluk bilmezse balık bilir demiş atalarımız bizimde karşımıza yaptığımız iyiliklerin, verdiğim sadakaların, hayırların biri denk geldi de canımıza birşey olmadan ucuz atlattık. Elimizden geldiğince insanlara iyilik yapalım, can dostlarını koruyup kollayalım bu benim tanıdıklarıma, dostlarıma söyleyeceğim ilk ve son söz.
İYİLİK YAP DENİZE AT
Bahar geldi ülkemin taşına toprağına. Havalar da ısınmaya başladı. Kırları börtü böcek, yeşil çimen, papatyalar kapladı. Tabik ki doğal olarak zeytinin arasıda otlandı. 10 gün önce 400 Lt taralla ot ilacı atmıştık. İlaç etkisin göstermiştir gidip bir bakalım bu arada yeşil kalmış yerleri benzinli sırt tırpanıyla biçelim hem 620 zeytin ağacının arasını 11 çapa ile patlatıp havalandıralım dedik.
TRAKTÖRÜN YAĞI SUYU KONTROL EDİLDİ
Tarktörün şanzıman yağı azalmıştı 1 teneke yani 15 litre Petrolofis yağ dan (daha geçen gün 285 Tl idi zamlanmış 350 Tl ödedik tenekesine) yağ koyduk. 20 litre fazladan mazot koyduk. (Mazotun litresi 6.32 Tl oldu oda geçen hafta) radiyatör suyunu kontrol edip Çökelek köyünden yola çıktık. 12 km ötede Marmara Gölü’nün kıyısında Tekelioğlu köyü var, zeytinlik orada. Salihli-Akhisar duble otoyolu üzerinde, Bintepeler mevkinde.
TRAKTÖR 15 METRELİK UÇURUMA YUVARLANACAKTI
Emre traktörle gitti bende arkasından arabayla. Zeytinliğe vardık. Tarla komşum Nurettin Zar’ın şoförü Sayim de zeytinlerinin arasını sürüyordu. Uzaktan el sallayıp koley gelsin dedik. Tarlada Emre sırt tırpanını sırtlayıp zeytin ağaçlarının etrafında tek tük kalmış yeşil otları biçmeye başladı bende zeytin aralarını sürmeye başlamdan önce tarlanın etrafındaki yeşil otların üzerinden gideyim dedim. Tarlanın 3/1 engebeli ve 15 metrelik uçurum var. Yıllardır sürüyorum, dikkat de ediyorum ve bu güne kadar hiç bir şey olmadı. Sürmeye başladım, ara sıra arkama bakarak tarlanın vadi bölümüne geldim. 11’li çapa toprak nemli ve yumşak olduğundan otları parçalayıp yerle bir ediyor. “Çok güzel oluyor” dedim bir daha çıkmazlar. Yine arkama dönüp baktım bir de kafamı geri çevirdim ki sağ 2 teker vadiye düşmüş, tarktör sağ yattı. Hemen durdurdum. Böyle devam edemezdim. Allah muhafaza tarktör takla atarak vadiye yuvarlana bilirdi. Kontağını kapatıp traktörü söndürdüm. Soğuk kanlılıkla aşağı indim. Hiç bir şey olmamış gibi tarlanın öbür tarafında otları biçen Emre’nin yanına geldim.
-Baba ne oldu! Dedi.
-Bir şey yok oğlum. Tarktörü vadiye kaydırdım.
-Nasıl oldu?
Artık anlattım. “Bir ara arkaya dönüp baktım o arada direksiyon hakimiyetini kaybetmişim her halde.”
-Ne olacak şimdi.
- Sayim amcanı çağıralımda, traktörü çektirelim.
Emre gidip Sayim usta ile birlikte geldi.
-“Enişte” dedi Sayim. Bende halat yok?
-Bende çelik halat var onunla çekeriz.
-O zaman önden bağlayalım. Benin tarktör çift çeker arka arka çekeriz, rizikoya girmeyiz dedi.
Çelik halatı her iki tarktöre bağlayıp gerdirdik. Ben Massey-Ferguson 265 in üstüne binip 11 li çapayı kaldırdım. Sayim’de yavaş yavaş çekmeye başladı. Ön tekerleri kurtardık düzlüğe çıktı sıra arka tekerlerde. Yavaş yavaş onlarda kurtudu sayılır, düzlüğe çıkmaya bir karış kalı.
‘Çaaaaat.” Çelik halat tam ortadan kopmaz mı. Traktör son sürat vadiye geri yuvarlanıyor. Ayak fenine basıyorun kar etmiyor.
Emre “ Baba, el frenini çek” diye bağırıyor.
Sayim “ Enişte çapayı indir” diye çığlık atıyor.
Önce çapayı indirdim, kaymayı durdurdu, ardından el frenini çektim.
Her ikiside çabuk, durma traktörün üstünden atla diye bağırıyorlar. Ön tekerler havaya kalkmış eğer arkada çapa olmasa traktör arkaya devrilip takla tarak uçuruma yuvarlanacak.
Traktörün üzerinden kendim otların arasına attım.
ÖLÜM TEĞET GEÇTİ
Ucuz atlattık. Allah bağışladı. Yiyecek ekmeğimiz içecek suyum varmış. Burnumuz kanamadan kurtulduk. Allah rahmet eylesin. Gökköylü aile dostumuz Ercan Şen’de Çamurhamam’ı mevkinde zeytin arasınını sürerken dere yatağına yuvarlanıp 2016 yılında tarktörün altında kalarak can vermişti.
Olayın şokunu atlattıktan sonra neler yapacağımız konuştuk. “Bunu tek traktör çekmez en az iki traktör iki farkılı yerlerden bağlayıp sürüyerek çıkarta bilir. Tekelioğlu köyüne gidip 2 traktör alıp gelmek lazım” dedi Sayim usta. Tarla komşum Salih Özsoy’un şoförü Mustafa’yı telefonla aradık o da yakın bir yerde tarla sürüyormuş. “Tamam, geliyorum siz köye gidip çekmek için zincir alıp gelin” dedi. Arabaya atlayıp Tekelioğlu köyüne gittik. Zaten uzak değil tarlaya1-1,5 km mesafede. Köyün girişinde evi olan Nuri Sezer’in yanına vardık. Tesadüf o da evdeymiş. Durumu anlattık.
-“Tamam enişte hemen geliyorum. Yeterki size birşey olmasın bırak traktörü isterse param parça olsun, yeterki cana bir şey gelmesin. Mal geri gelir ama can gelmez” dedi. Ne olur ne olmaz ben Celal amcamın çekme zincirini de yanımıza alayım deyip evin arkasında iş yapan oğlu Süleyman Sezer’in yanına gitti.
OPERASYON BAŞLIYOR
Nuri arkada biz önde tarlaya vardık. Sağolsun Mustafa tarladaki işini bırakmış traktörün yanına gelmiş bile. Sayim’de traktörüyle tarlanın başında bekliyor.
Mustafa’nın traktörünü 2 zincirle Massey-Ferguson’un önüne bağladık. Mustafa’nın arkasınada Nuri’nin traktörünü çekme halatıyla bağladık. Bizim traktörün üzerine kimse binmedi. Zaten çok tehlikeli önden bir itiversen saniyesinde tangur tungur uçurumun dibini boylayacak. Çift çeker iki traktör asılınca bizim traktörü sürükleyip çıkardılar.
ENİŞTEYİ KAYBETTİK DEDİM
Tabi her üçüne de teşekkür ettim. Hemen bir kurban kesip fakir fukaraya dağıtmak lazım. Emre annesine telefon edip söylemiş. Hanım da anında bir tepsi pişi yapıp konu komşuya dağıtmış.
-Haydi, hep beraber Salihli’ye gidip odun köfte yiyelim dedim. Sayim ile Nuri bizim işimiz var şimdi olmaz sonra enişte” dediler. “Sözümüz söz” dedim. Birer kebap yedirmeden bırakmam.
Arabaya atlayıp Mustafa ile Salihli’ye zaten tarla ile Salihli arası 32 km gidip yemeğimizi yedik. Emre’ye de paket arası yaptırdık. Bu arada tarladan uzaklaşmak ban da iyi geldi olayın şokunu ve stresini attım.
Yolda giderken.
Şoför Mustafa, “Enişte, Sayim beni telefonla aradı. Ölümü gözlerimim içinde gördüm. Hala elim ayağım zangır zangır titriyor. Çelik halat koptu. Traktör uçuruma yuvarlanıyor. Hollandalı Mustafa enişte de üstünde. Bunun kurtuluşu yok. Enişte öldü dedim” diye anlattı.
Öldürmeyen Allah öldürmüyor işte.