ZEYTİNLİK YANIYOR ZEYTİNLİK
Manisa’nın Bintepeler mevkiinde ki 22 dönüm zeytinlikteki 620 ağaçtan 40 kadarı cılız kalmıştı. Traktörün römorkuna avluda bulunan iki yıllık yanmış hayvan tersinden doldurup cılız fidanların köklerine atmak için tarlaya gittim.
Makale: Mustafa Toga // 13 Ekim 2015// Çarşamba // 190a //
Zeytin tarlası Salihli’nin Çökelek köyüne 10 km mesafede, Marmara gölüne dikey bakıyor. Bintepeler mevki Akhisar yolu üzerinde kuru arazi. Arazinin tam tepesinde ise 3.5 dönüm taşlık bölüm var. Burasını tarktörle işleyemiyoruz çünkü her bir taş 500 kg civarında yinede 60 tane zeytin fidanı dikmiştik ancak 14 tanesi tutmuş. Sekiz yıllık olmalarına ragmen hala cılızlar.
Natürel zeytin yağı ürettiğimiz için (asit oranı % 000,5 )suni gübre değil de her bir ağacın köküne bir ya da iki kürek hayvan zibili atıyoruz. Saat 16:00 civarlarında işim bitti. Eve gitmeye hazırlanıyordum şeytan dürttü gel şu tepedeki çalıları yak diye!. Çalılar mı? İki yıl önce Zeytinlerin platırlarını budatmıştım. Kesilen zeytin dallarını, 4 römork civarında tepenin bir tarafına yığdırmıştım.
AMACIM ANIZ YAKMAK DEĞİL SADECE DALLARI YAKMAK
Baktım hava rüzgarlı filan değil. Traktöre bindim kobille çalı yığının etrafında 2 tur attım. Aklım sıra yangın filan çıkarsa emniyete almış olacaktım. Tabi ki, evdeki hesap çarşıya uymadı.
Çalıları tutuşturdum. Kuru zeytin dalları iştahla, çatırdayarak yanmaya başladı. Alevler gök yüzüne çıkıyordu bende dört köşe olmuş seyrediyordum. İçimden ne iyi oldu, şu çalı yığının pisliğiden kurtluyorum artık diyordum. Birden yanan yığının 3 metre ötesindeki kuru otlardan alevler çıkmaya başladı. Anız yanıyordu. Küreği kaptığım gibi oraya koştum hemen söndürdüm. Arkamı döndüm birde baktım ki ne göreyim karşı tarafa da alevler sıçramış, seğirttim o tarafa orayıda söndürdüm. Bu arada kuru zeytin dalları hala çatırdayarak yanıyor alevler nerdeyse 5 metre yukarı yükseliyordu. Ben çalılığın etrafını sürmüştüm nasıl oluyorda kuru otlar alev alıyordu. Hesaplamadığım bir şey var dı ama neydi?
ZEYTİN YAPRAKLARI ÇAM KOZALAĞI OLMUŞ
Gök yüzene çıkan alevler yanmış dalları patlatıyor aynı çam ağacının kozalakları gibi 3-4 metre ileriye fırlatıyormuş. Kuru otların arasına düşen közler ise anında alev alıyormuş. Oraya koşuyor, buraya koşuyor bir türlü yangını söndüremiyordum. Bir saattir uğraşıyorum yangının söneceği yok. Kollarımda derman kalmadı, dilim damağım suzuluktan kurudu.
Tepedeki 3,5 dönüm alan yanmış alevler yavaş yavaş zeytin ağaçlarına yaklaşıyordu. Sade benim zeytinlerim değil komşu tarlalardaki zeytin ağaçları da tehlikeyle karşı karşıyaydı.
Eteklerim tutuştu. Can havli ile kayınçom Ersan İzmirlioğlu’nu telefonla ardım.
- Ersan..! Çabuk yetiş… Zeytin tarlası yanıyor!
Ersan, şaka yapıyorum sanmış. Küçük bir yerde yangın çıkmış zannetmiş. “Enişte, kürekle üzerine toprak at söner” diyor.
- Nasıl sönsün. Yangın en az 300 metrelik bir alanı kapladı söndürmeye yetişemiyorum, köyde kimi bulursan getir dedim.
O hala, “Karaosmanoğlu çiftliğinin oradaki yonca tarlasını biçiyorum. Dediğim gibi kürekle vura vura söndürmeye çalış” diyor.
KÖYDE KİMİ BULURSAN AL GETİR!
Dördüncü defa aradığımda herhalde inanmış ki bizim çiftliğin çobanının oğlu Mehmet’i de alıp 15 dakika içinde arabayla geldiler.
Bu arada rüzgar ters yönden esmeye başlamış alevler zeytin ağaçlarına ulaşmıştı. Alevleri gören Mehmet “Hocam bu yangın sönmez hemen İtafiye’yi arayalım” dedi.
Nedense, daha önce hiç aklıma gelmemişti. Hemen 110 Alo İtfaiye’yi aradım.
Ersan “Enişte kapat telefonu. Şimdi İtfaiye gelecek, ona bağlı olarak Jandarma gelecek, neden anız yaktın diye rapor tutacak, ceza yazacaklar. Senin istemden yaktığını nereden bilecekler, belkide ucu mahemeye kadar gidecek. Hele biz bir söndürmeye çalışalım” dedi.
Traktöre bindi kobille daha geniş olarak yangın alanımın etrafını birkaç kere sürdü Ersan. Bu arada yığında havaya sıçrayacak çalı kalmamış, sadece çevredeki otlar yanıyordu. Çobanın askerden yeni gelmiş oğlu Mehmet ile ben büyük zeytin ağaçlarına yaklaşmış olan alevleri söndürmeye çalışıyorduk.
‘Kul sıkışmayınca hızır yetişmez imiş!’ derler ya… Hem yangını söndürmek için 2 yardımcı geldi hem de rüzgar birden bire kesildi.
ALEVLERİ KONTROL EDEMEYİZ
Ersan “10 metrelik bölümlerle tek taraftan başlayarak söndürelim” dedi. Dağılırsak aleveleri kontrol edemeyiz. En baştan ben başlıyor kürekle yada bizat alevlerin üzerine atlayarak ayaklarımla söndürmeye çalışıyordum. Arkadan onlar belirlediğimiz bölümü söndürüp diğer bölüme geçiyordu. Bu arada ayaklarım da elim de yanmış tabi o telaşla benim haberim bile olmadı. Mal canın yongası üstelik sadece benim zeytinlerim yanmayacak Allah korusun komşuların zeytin ağaçlarına da zarar verebilirdik. Neyse yangın ½ saat içerisinde kontrol atına alındı.
Yangını söndürdük ama tepedeki 14 zeytin ağacının 6 tanesi de bu arada yanmıştı. Allah daha beterinden saklasın.