|
196a-Hollanda 2017 TatiliHOLLANDA 2016-2017 TATİLİ Sunexpress Hava Yollarından Hollanda için biletimi ayırttım. Artık yurtdışına gidiş gelişler eskisi gibi pek pahalı değil. İzmir-Amsterdam gidiş geliş 613 Tl (Döviz kuru 1 Euro 3.70 Tl) yani 165 Euro. Tabi en az bir ay önceden ekonomik klasdan yerini ayırttırırsan yoksa son haftalara kalırsan bu rakam 290 Euro’ya çıkabilir. Yazın, izin mevsiminde ise biletler kişi başı 580 Euro civarında. Bizim gideceğimiz geleceğimiz tarihler belli olduğu için biletimizi önceden satın alıyoruz. Makale: Mustafa Toga İzmir’den tam saatinde 17:00 de uçak havalandı. 27 Aralık (2016) Hıristiyanların Noel Bayramlarının 2. gününe denk geldiğinde olacak uçak tam dolu değildi. Pencere tarafında bir yolcu, orta koltuk boş, koridor tarafında da ben vardım. Sağ tarafımda ki 20 ABC koltuklarında bir karı koca ve Lahey de ikamet ettiğini söyleyen 35 yaşlarında bir yolcu. Aman ne çene varmış her ikisinde de 3 saat 40 dakika boyunca bir saniye susmadan konuştular. Arkaya yaslanıp gözlerimi kapatıyorum bir dakikada olsa uyumak mı ne mümkün. Akıl vermede bir birleriyle yarışıyorlar. Adam üst düzey memurluktan emekli, yeşil pasaporta sahip olduğunu sık sık yurt dışına gidip geldiklerini, Almanya, İtalya’da bulunduklarını, yılbaşını Amsterdam’da geçireceklerinden bahsediyor. Laheyli ise politikadan giriyor spordan çıkıyor. Hollanda’da Türklere yapılan ayrımcılıktan başlıyor şu şekilde olsaydı Türkiye ekonomisi şöyle şöyle kurtulurdu diye ahkâm kesiyor. Daha ağzını kapamadan diğeri alıyor sözü, muhalefetten iktidara tüm politikacıları yerden yere vuruyor, vatanı iki dakikada kurtarı veriyordu. Aklıma Fransız şair Arthur Rimbaud’ın o meşhur sözü geliyor "Hiç bilmedikleri konularda tartışan bilinçsiz insanları küçümsüyorum." Benim çevremede hep bu tür insanlar mı gelip oturur. İnsan olarak Allah katında her ikisi de aynı benim yanımda ama birisinin kullandığı sözcük dağarcığı 200 kelimeyi geçmiyor diğeri 2000 kelime kullanıyor. Okumuş kendini yetiştirmiş belli çünkü konuşmaları daha bilinçli ve aklıselim, ömrü boyunca okul kitapları dışında hiç bir kitap okumamış olanı ise TV spikerinin ağzından çıkan lafları ezberlemiş onunla karşısındakine bastırıyor. Hostesin yaptığı anons herkesi kendine getirdi. Uçak körüğe dayandı el çantasını alan, pasaport kontrolü için koridorları hızlı hızlı geçerek sıraya girdi. 5 tane polis kontrol noktası var. Önde duran bir bayan memur Avrupa pasaportun mu var, Türk pasaportu mu? diye soruyor. Türkiye’den gelenleri son 3 sıraya yönlendiriyor. Ben de sıramı bekliyorum arkamda 50 kişi daha var. 2 sıra önümdeki genci polis (Douane Politie) bırakmadı. Bürodan başka bir polis memuru gelerek sorgu için alıp götürdü. Yan sırada ise bir karı kocayı da aynı şekilde alıp götürdüler. Pasaport işlemler uzun sürdüğü için sıradakiler homurdanıp duruyor. Anlaşılmayan şey ise bu insanlar her ne sebeple olursa olsun Hollanda konsolosluğundan vize almıyorlar mı da burada ayrıca sorguya çekiliyorlar. İnsan bir Türk vatandaşı olarak bu duruma üzülüyor! Valizimi alıp çıktım gümrükten. Brüksel istikametine giden Inercity trenine binip 40 dakika içerisinde Rotterdam Centraal Station’da indim. 38 yıllık memleket havası sardı benliğimi. 21 yaşında gelmiştim Hollanda’ya. Ne çabuk geçmişti zaman. Daha dün gibi hatırlıyorum eski tren istasyonunu. Derme çatma barakayı andıran istasyon önündeki otobüs terminalini. Çok değişmiş çok! Eski bir arkadaşım arabasıyla gelip beni tren istasyonundan aldı. Ijsselmonde mahallesindeki kızımın evine doğru hareket ettik. İçimiz şişmiş herhalde, konuşmaktan 10 km lik yolu sanki 2 dakika da aldık. - “Gel! Kahve içelim” dedim. - “Geç oldu hocam, başka zaman. Hem sen yol yorgunusun dinlen” dedi. BİSİKLETİN ARKA STOP LAMBASINI ÇALDILAR Öbür gün ilk işim bisikletimi gözden geçirmek oldu. Lastikleri inmiş, şişirdim. Arkadaki stop lambasının pili bitmiş onu yenisiyle değiştirdim. Hava sıcaklığı geceleri -4 derece. Kalın giyindim. Kış günü, hava soğuk birde bisikletle her yere artık gidip geleceğim. Hollanda’da herkesin zengininden fakirine, yaşlısından gencine bisikleti var benim niye olmasın? Öğleden sonra alış veriş için Winkelcentrum Keizerswaard kapalı çarşısına gittim. Bisikletimi bisikletlerin konulduğu alanadaki bir direğe zincirle kilitledim. O dükkân senin bu mağaza benim girip çıkmaya başladım. Albert Heijn Süpermarketi’nden ev için yiyecek içecek aldım. Wibra’dan + 2.00 yakın gözlüğü ve 14.99 dan kasa indirimiyle birlikte 5 Euro’ya düşen 8 GB’lik USB flash bellek satın aldım. Pearle Opitciens gözlük dükkânında gözlerin öçtürdüm. Bunu her yıl düzenli olarak yaptırıyorum bir değişiklik var mı diye. Görevliler ölçümden nasıl olsa para almıyorlar, ücretsiz. 2003 yılında Ankara Kudret Göz Hastanesinde lastik göz ameliyatı olmuştum. Halk dilinde gözlerimi çizdirmiştim. – 5,5 derece miyop olan gözlerim sıfırlanmıştı. O gün bu gündür gözlük takmıyorum. Kitap okurken yakın gözlüğü hariç. Burada işim bitince Hollanda’nın yılbaşında olmazsa olmazlarından bir pasta/tatlıcı tezgâhı önünde hatıra fotoğrafı çektirdim. (Gebakkraam (oliebollen) bij Prinsenplein van Ijsselmonde te Rotterdam) Bisikletimi almak için geldiğimde ne göreyim sokak serserileri arka stop lambasını çalmışlar. Herhalde hoş geldin şakası yapmışlar. Çalınan lambaya yanmıyorum da yeni taktığım 2 Duracell pile yanıyorum. Yılbaşı kutlamalarına az kaldı. Hollanda da hava soğuk, -2 derece civarında. Kar ve buzlanma yok ama sisli kapalı bir hava var. Eskiden Noel’de olsun, Yılbaşında olsun kar yağardı artık buralarda da mevsimler değişti. Hafızamı yokluyorum 1996 yılında evin su boruları donmuştu, temperatör Rotterdam’da -27 dereceyi göstermişti. Kızım “Baba küçük bir pasta alalım ve yılbaşını evde baş başa kutlayalım. Sen de bulabilirsen sterretjes (çocuklar için tehlikesiz yıldız havai fişekleri) alabilir misin?” dedi. “Tamam” dedim. 31 Aralık Cumartesi gününe denk geliyor. Şehir merkezindeki pazara gittim. Yılın son günü olduğu için pazarcılar saat 15:30 da tezgahları toplamak zorundalar. Elbette onlarında eğlenmeye hakları var. Önce çabuk çabuk pazar alışverişi yaptım. 3 kilo tavuk budu, 1 kavun, 1 kilo üzüm, 1 kilo domates, ½ kilo havuç, ½ kilo salatalık, 1 kilo muz, 1 kilo mandalina ve 1 kilo da portakal satın aldım. Pazar çantasını ayakkabıcı tezgâhı olan bir pazarcı arkadaşımın yanına bırakıp sterretjes bulmak için çarşıdaki dükkânları gezmeye gittim. Pazarcı arkadaşım deyince biraz şaşırır gibi olduğunuzu düşünüyorum. 23 yıl diğer mesleklerimin (Öğretmen/Gazeteci) yanı sıra Salı, Cumartesi günleri Rotterdam Centrummarkt’ta tekstil tezgâhım vardı. Ondan dolayı neredeyse pazarcıların % 70 tanıyorum. Hoogstraat Caddesindeki dükkânlara girip çıkıyorum sterretjes yok ya da daha yeni bitti diyorlar. Büyük maytap kutularını gösteriyorlar. Fiyatlarsa 9,95 Euro’dan başlıyor 130 Euro ya kadar çıkıyor. Bu kadar büyüğüne ihtiyaç yok hem ihtiyaç değilse 1 Tl lik şeye bile pahalı demektir. Wibra, Blokker, Hema gibi Hollanda’nın tanınmış dükkânlarına da baktım, bitti diyorlar. Snoker denen dükkana girdim tezgahlara bakmadan direk kasaya gidip sordum. “Hanımefendi! Sizde sterretjes var mı?” “ Hayır! Beyefendi sadece kasanın yanındaki maytaplardan var. Paketi 9.95 Euro” “Onlar büyükler için. Ben havai fişek aramıyorum kızım için küçük sterretjesler.” “Maalesef, bizde başka çeşitlerden yok.” Kapıdan çıkıyorum, elinde maytap paketi bulunan 25 yaşlarında bir Hollandalı bayan; “Bende sterretjes bulamadın bu büyük paketten aldım” dedi. Döndüm baktım bana söylüyor. Bir elinde 2 yaşlarında bir kız çocuğu diğer elinde çocuk arabası. Arabanın yanında da 4 yaşlarında oğlan çocuğu. “Doğru” dedim. “Bitmiş!” “Demin kasiyer kızla konuştuklarınız duydum Kızınız kaç yaşında.” Ne diyeceğimi şaşırdım. Üniversite 3. Sınıfa gidiyor demeye utandım. “Daha küçük” deyiverdim. Kadıncağız hemen maytap paketini açmaya başladı. Bir taraftan da “Bunların hepsini biz bitiremeyiz” diyordu. Önce ben ne demek istediğini pek anlayamadım. Yürüyüp gitmeye çalıştım. “Dur” dedi. “Bunlar sizin için!” 3 tane sterretjes kutusunu bana uzattı. Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Hiç tanımadığım birisi bana sterretjes uzatıyordu. Hem de gevur dediğimiz birisi. Teşekkür ettim. Çok teşekkür ettim. “Demek dünya bunun gibi iyi insanların yüzü suyu hürmetine ayakta duruyor.” dedim. ONLAR BÜYÜYOR, BİZ YAŞLANIYORUZ Bir yılı daha geride bıraktık. Herkese sağlık, mutluluk ve huzurlu günler diliyorum. Yeni doğanlar büyüyor bizim gibi 60 ını geçenler yaşlanıyor. Şair ne demiş “Yaş Otuz Beş Yolun Yarısı Eder.” Garibim 70 yaşına kadar yaşayacağını hesaplıyormuş ama 46 ısında hakkın rahmetine kavuşmuş. Mevla bilir! Onun için sağlıklı yaşayalım da artık kaçına kadar olursa. Yılbaşını Hollanda'da kızım Damla ile birlikte kutladık. Rotterdam’da hava soğuk ve sisli 50 metre önünü zor göremiyorsun üstelik yağmur çiş eleşiyor. Bizde pastamızı yedikten sonra evin balkonuna çıkıp havai fişek patlatan komşularımıza eşlik etmeye çalışıyoruz. HERKESE MUTLU YILLAR 00:15 de dışarı çıkıyor Nieuw Maas ırmağına doğru yürüyoruz. Breinenoordbrug köprüsünden şehir merkezindeki havai fişek gösterisini görebiliriz mi diye? Nerede? Sisten göz gözü görmüyor ki. Ancak uzaktan patlama seslerini duyabiliyoruz. Mutlu Yıllar!, Bonne année!, Happy new year!, Frohes neues Jahr!, Gelukkig Nieuwjaar. HOLLANDA FUTBOL LİĞİ 2016-2017 Sezonu Hollanda 1. Liği (Eredivisie) 18 Takım: Ajax (Amsterdam), PSV (Eindhoven), Feyenoord (Rotterdam), Sparta (Rotterdam), Excelsior (Rotterdam), ADO Den Haag, AZ (Alkmaar), Go Ahead Eagles (Deventer), Groningen, Heerenveen, Heracles Almelo, N.E.C (Nijmegen)., PEC Zwolle, Roda JC (Kerkrade), Twente (Enschede), Willem II (Tilburg), Utrecht, Vitesse (Arnhem)
Hollanda 1. Liğinde 3 futbol kulübü olan tek şehir Rotterdam. Feyenoord’un, müzesinde 14 Eredivisie kupası, 12 KNVB Kupası ve 2 Johan Cruijff Schaal kupası bulunan Feyenoord, Hollanda'nın en başarılı kulüplerinden birisidir. Kulüp ayrıca 1 Avrupa Kupası (1970), 2 UEFA Kupası (1974, 2002) ve 1 Kıtalararası Kupa (1970) kazandı. Feyenoord (Rotterdam), Ajax (Amsterdam) ve PSV (Eindhoven) takımlarıyla birlikte Eredivisie'de küme düşmeyen 3 kulüpten birisidir. Feijenoord Stadyumu: Hollanda'nın köklü klüplerinden Feyenoord takımının stadyumudur. Kapasitesi 51.177 kişidir. İsmi "de kuip" olarak da bilinir. Rotterdam şehrinin güney bölümünde bulunan Feijenoord semtinde yer alır. SPARTA ROTTERDAM Hollanda Rotterdam'da kurulan futbol kulübü. Hollanda'daki en eski profesyonel futbol kulübüdür. Rotterdam’ın batısında bulunan Sparta semtinde 1888'de kurulmuştur. Maçlarını 10.150 kişilik Stadion Het Kasteel stadyumunda oynamaktadır. 2002'ye kadar her zaman en üst düzey ligde oynayan kulüp, o sene 2. lige düşmüştür. 2005'te ise tekrar kendini Eredivisie içinde bulmuştur. Kazandığı 6 şampiyonluk (Hollanda 1. Liğ) sırasıyla 1909, 1911, 1912, 1913, 1915 ve 1959 yıllarındadır. Sparta (1888), Rotterdam'da bulunan diğer iki Eredivisie takımı Excelsior (1902) ve Feyenoord (1908) ile rekabet halindedir. SBV EXCELSİOR Hollanda Rotterdam'da kurulan futbol kulübü. Rotterdam'ın Kralingen-Crooswijk bölgesinde 1902'de Rotterdamse Voetbal en Atletiek Vereniging Excelsior adıyla kurulmuştur. Hollanda 1. ligi olan Eredivisie'de mücadele etmektedir. 2006'ya kadar Feyenoord'un 2. takımı pozisyonunda olan ve oyuncu yardımı alan kulüp, artık bu sistemi terk etmiştir. Hollanda'nın en küçük stadları arasında yer alan Erasmus Üniversitesi yakınındaki 3.500 kişilik Stadion Woudestein'da maçlarını yapmaktadır.
ERASMUSBRUG Hollanda, Rotterdam'dan geçen Nieuwe Maas Nehri'nin her iki yakasını birbirine bağlayan eğik kablo askılı köprü. Köprü aynı zamanda Rotterdam şehrinin kuzey ve güney yakalarını da birbirine bağlar. 802 m uzunluğunda olan köprü 139 m yüksekliğindeki bir asimetrik sütun tarafından taşınmaktadır. Köprünün takma adı olan "The Swan" (kuğu) adlandırması bundan kaynaklanmaktadır. Köprü resmi olarak 6 Eylül 1996 tarihinde Kraliçe Beatrix tarafından açılmıştır. Köprünün inşaatı 75 milyon euroya mal olmuştur. RIJKSWEG 16 Rotterdam (Hollanda) ile Brüksel (Belçika) arasındaki en önemli otaban bağlantısı A16 dır. Altı gidiş, 6 geliş şeritlidir. Aslında Amsterdam’dan başlayıp Paris’e kadar uzanır. Üç büyük su bağlantısını Nieuw Maas (Brienenoordbrug/Rotterdam), Oude Maas (Drechttunnel/Dodrecht), Hollands Diep (Moerdijkbrug/Moerdijk) köprüleriyle bağlantı sağlar. REMISE BEVERWAARD RET (Tram-Metro) Tramvayların Rotterdam Beverwaard semtindeki garajı. 2, 20, 23, 25 nolu tramvaylar gece burada kalır ve sabah erken buradan hareket ederler. Aynı zamanda bakımı ve günlük temizliği yapılır. 2011 yılında ki açılışı Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından yapıldı. 2011 ve 2012 yıllarında RET’de kondüktör olarak çalışırken sabah 05:00 de buradan hareket ediyordum. Gece nöbetlerimde saat 02:00 buraya tramvayımı park ediyor sonra arabama binip Veurstraat’ta ki evime gidiyordum. Rotterdam Noord - Islamitische Universiteit Rotterdam (IUR)/Bergsingel’da donmuş kanal üzerinde kayan çocuklar. Bağzıları kuşların/ördeklerin su içmeleri için buzu kırıp delik açmaya çalışıyorlar. Hollanda’da kar yok ama havalar sürekli -2 derece civarında olunca sular böyle buz tutuyor. BASIN KAHVALTIDA BULUŞTU Hollanda Türk Basın Mensupları, ilk Hollanda Kraliyet şövalyelerinden Bülent Türker’in hazırlattığı 33 çeşitten oluşan serpme sabah kahvaltısında buluştu. Ali Okşak, Mustafa Toga, Özcan Özbay, Bülent Türker, Vahit Acıöz ve İsmail Erdurmuş yaptıkları sohbette yaklaşan (15 Mart 2017) Hollanda Genel Seçimleri ve Türk kökenli adayalar masaya yatırıldı. Hollanda Türk Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) işlevleri konuşuldu. Hemen hemen her ilimizin Hollanda’da dernekleri var. Federasyon çatısı altında yaptıkları faaliyetleri tartışıldı. Sonuç mu? 30 yıldır olduğu gibi sıfıra sıfır elde var sıfır. HOLLANDA'DA TREN İLE DEVRİALEM Duayen gazeteci Ali Okşak’ın rezarvesyon yaptığı hafta sonu tren kartı ile 29 Ocak 2017 Pazar günü Hollanda’yı baştanbaşa dolaştım. Hava parçalı bulutlu, sıcaklık 4 derece civarında. Amersfoort, Apeldoorn arasındaki Hoge Veluwe National Park ormanlarını geçerken burada karın hala kalkmadığını gördüm. Bu gölgeler Hollanda’nın kuzeyine düşüyor. Saat 12:50 de Rotterdam Lombardijen tren istasyonundan Intercity Treni ile hareket ettim. Rotterdam Centraal İstasyonunda 3 dakika durduk, yolcular inip bindi. Delf istasyonu ve Den Haag Holland Spor istasyonunda durduktan sonra Den Haag Centraal ulaştık. Lahey’in şehir merkezini biraz gezdikten sonra Enschede’ye gidecek olan trene bindim. Saat 14:03 de hareket ettik. Almanya sınırındaki Hollanda’nın bu şehrine 16:58 da ulaştık. 3 saat süren tren yolculuğunda önce Leiden istasyonunda indirme bindirme yaptık. Sonra sırasıyla Schiphol, Amsterdam-Zuid, Hilversum, Amersfoort, Apeldoorn, Deventer, Almelo, Hengelo şehirlerinden sonra Enschede’ye vardık. Şehir merkezini gezdim. Birkaç yeni büyük binanın dışında pek değişmemiş. Belki 20 yıldır buraya uğramamıştım iyi oldu, Enschede’yi tekrar görmüş oldum. AŞAĞIDAKİ FOTOGRAFLAR "ÇÖKELEKKÖYÜ" WEBSİTESİNDEN ALINMIŞTIR |
|