SALİHLİ CEZAEVİ 9. ŞİİR VE TÜRKÜ ŞÖLENİ
Cumhuriyet Caşsavcısı Sayın İlyas Yavuz'un öncülüğünde düzenlenen 9. şiir ve türkü şöleni Bu defa cezaevi dışında Salihli Belediyesi Zafer Keskiner Şehir Tiyatrosu salonunda gerçekleşti. 200'e yakın mahkum ve aileleri yanısıra birçok davetlinin de yer aldığı etkinlikte SALİHLİ SANAT DOSTLARI Şiirleri ve Sazları ile ayrıca SALİH KANDAŞ ve EKİBi Roman türküleri ile izleyenleri çoşturdu ve hoşca vakit geçirttiler.
Salihli-MANİSA
28 Aralık 2013// Mustafa Toga/Gülgün Yalvaç/Ahmet Otman / 154/155
BAYRAK ALTINDA MÜZİK + ŞİİRİN ZİRVESİNDE GÜZEL DUYGULAR YAŞADIK O GÜN!
Cumhuriyet Başsavcımız Sayın İlyas Yavuz’a teşekkürlerimizle; Gülgün Yalvaç
27 aralık 2013 bir milat oldu Salihli’de yaşayan birçok insan için… Zafer Keskiner Tiyatro Salonu ise bu tarihi günün tanığı… Karaadamımın ruhu bir kez daha şad oldu. O salonda geçen saatler boyu orada bulunan bizler, çocuklar gibi şendik. Kah duygulandık gözlerimiz doldu. Kah övünçle avuçlarımız patlayıncaya dek alkışladık sahnedekileri. Bazen okunan şiirlerin içine girip şiir kahramanı olduk. Bazen müziğin nağmelerinde oradan oraya savrulduk. Acı ve tatlı karşımı duygular arasında kavrulduk ha kavrulduk…
Salihli C Tipi Açık ve Kapalı Cezaevi Müdürlüğü ve Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından düzenlenen “Şiir ve Müzik dinletisi için oradaydık. Hakim ve Savcılar Yüksek Kururlu Üyesi Sn. İsmail Aydın, Salihli Belediye başkanımız Sn. Mustafa Uğur Okay, Ağır Ceza Reisimiz Sn: Kenan Araslanoğlu, İlçe Jandarma Bölük Komutanımız Sn. Metin Şahin, Cezaevinden sorumlu savcımız Mehmet Duran, Salihlideki birçok daire müdürlerimiz, Salihli Sanat Dostları tam kadro oradaydı. Etkinliğin baş konukları olan Yarı Açık Cezaevindeki mahkumlar ve aileleri, Eğitim Uygulama Okulu Öğretmen ve öğrencileri doldurmuştu salonu.
Etkinliğin mimarları başta başsavcımız Sn. İlyas Yavuz, Cezaevi müdürümüz Ömer Ateş ve ekibi olmak üzere etkinliğin kusursuz olması için çabalıyorlardı ve kusursuzdular hani… Program sunumuz; cezaevi kurum öğretmeni Hurşit Kayan dersine iyi çalışmış, dersine hakim iyi bir öğretmen, iyi bir sunucuydu.
Sanat Dostları üyesi olan bizler sıramız geldikçe (Ahmet Otman, Gülgün Yalvaç, Sedat Günay, Hakan Karcı, Mustafa Toga, Nezaket Özdemir, İsmihan Işık Sarıgedik, Osman Özel, Sevgi Ayverdi Akkoç, Osman Sağbaş ) şiirlerimizden örnekler sunarken kah sevgi olduk, kah bayrak, vatan özlemini dile getirdik. An geldi Salihli sokaklarını gezerken, an geldi sevgiliye övgü, an geldi beddua ettik. Kelimeler şiir olmuş sağanak gibi yağıyordu konukların üstüne…
Hakan Dirgen için hem zor, hem heyecanlı, hem de çok mutlu bir gündü o gün. Hem şairdi, hem de hayatının ikinci baharında ona eşlik edecek can yoldaşıyla, Hatice hanımla yeniden evlilik çatısı altında buluşma günüydü. Müstakbel eşi nikah giysileri ve ikisinin dünya güzeli kızları İrem ve Zahide ile birlikte salona geldiler. Hakan Dirgen eşinden aldığı şevk ile coşku ile okudu şiirini. (Mutluluklar diliyorum. Mutlulukları daim olsun)
Halil Aşık halk ozanımız: Biz Sanat Dostlarının babası, bizi çalıp söylediği iki türküyle tarihe götürdü. Sonra Türk Halk Müziğinden Semir ER seçme türküler sunarken oğlu da darbukası ile ona eşlik ediyordu. 30 yıl öncesinden Tsanat Müziği koro arkadaşım Sıtkı Savaş’ın sesi-başarısı ilimizin dışına taşmışken uzun zaman sonra onu dinlemek, onun sesinde müziğin nağmeleri eşliğinde, duygu selinde boğulmak yok mu anlatılır gibi değildi. Yüreğimizin en kılcal damarlarına dek işledi Sıtkı Savaş şarkıları…
Yarı açık cezaevimi mahkumlarının salonun arka sırasından, ön sıralara doğru bir bayrak açılımı vardı ya; Hiçbir açılım bunca insanı bu kadar coşkuya, duyguların zirvesine taşıyamazdı. HELAL OLSUN bunu düşünen ve gerçekleştirenlere. Mükemmel ötesi bir şeydi bu yapılan. Ohhh be…Ne çok ihtiyacımız varmış böyle bir güzelliğe…
Sonra beni duygu seline boğan, beni anılar arasında bocalamaya iten, beni yerden yere vuran ama onurla, ama gururla, ama büyük bir onurla izlediğim Eğitim Uygulama Okulu öğrencilerimin gösterileri sahne aldığında ben: Ama acıdan, ama mutluluktan gözyaşlarımı tutamadım. Gitmesem de, uzak kalsam da, onlar benim Özel Çocuklarımdı. O gün bir kez daha düşündüm ve hissettim ki ben yeniden dünyaya gelsem, yeniden aynı şanssız şeyleri yaşayacağımı bilsem, beni değil 7 sene yargılanmak, beni asacaklarını bilsem ben: Yine aynısını yapar, ben yine o okulun yapımı için yıllarımı, emeğimi, ömrümü verirdim hiç düşünmeden… Ben O Özel Çocuklarımı sevmenin ötesinde duygularla seviyor, onlara tapıyorum bunu kimse değiştiremez.
İlk göz ağrım Emoş’umu orada o tombik haliyle dans ederken görmek, onun okuyup yazabildiğini bilmek ve ona hayran olmamak ne mümkün..! Bana haksız yere eza edenlere hakkımı helal etmiyorum elbet ama Özel Çocuklarım için can feda… Onları bulanık sudan alıp, pırıl pırıl sulara bırakan, eğiten, emek veren, yürek veren: Kocaman yürekli öğretmenlerimize, bir kez daha teşekkür ediyorum. İyi ki varlar…
Ben Hakan-Hatice Karcı’nın nikahı sebebiyle daha fazla kalamadım etkinlikte. Oradan ayrılırken yüreğimi orda bıraktım oysa. Aklımda yaşadığım güzel saatlerin coşkusu, mahkum arkadaşların sesi olan bir kardeşimizin de dediği gibi, Cumhuriyet Başsavcımızın geldiği günden bugüne, Salihli Adliyesi artık Salihli insanımıza hiç de yabancı değil.Yapılan birleştirici çalışmaları ile bir halk adamı olan başsavcımızın sıcak ve mütevazi kişiliği sayesinde bizler ama Adliye ama Mahkum’larımıza karşı şimdi ( şeffaf oluşlarından dolayı olsa gerek) çok daha yakınız.
Teşekkürler, bu etkinlikte emeği geçen herkese, teşekkürler. Teşekkürler Başsavcım. Bize çok anlamlı ve çok duygusal bir gün yaşamamıza aracı olduğunuz için. Teşekkürler Sn. İsmail Aydın bey. Bu anlamlı günde biz Salihli’de yaşayan sanata gönül vermiş insanları ve mahkum kardeşlerimizi yalnız bırakmayıp varlığınızla onurlandırdığınız için.