TÜRKİYE’DE 70’Lİ YILLAR
Yönetmenliğini Selim Doğru’nun yaptığı reART Collective adlı sanat topluluğu ’70’li Yıllar - de Jaren 70 in Turkije’ adlı müzikal gösterilerinin prömiyerini gerçekleştirdi. Türkiye’yi değişik yönleriyle anlatan bu çok zengin sahne gösterisinde çok sayıda amatör ve profesyonel katılımcı görev aldı.
Amsterdam-HOLLANDA // 26 Temmuz 2017 // Haber Merkezi // 1271 // Fotoğraf : Murat Kasap
Teatral bir konser olarak sunulan gösteride dönemin değişik müzik türlerinden unutulmaz şarkılara, yaşanmış öykülere, teatral sunumlara, dönemin televizyon reklamlarına, filmlerden kesitlere, fotoğraflara ve televizyon programlarından bölümlere yer verildi.
Amsterdam’da Podium Mozaiek adlı salonda gerçekleştirilen gösteride reART Dünya Müziği Korosu ve solistlerinin yanı sıra tiyatro oyuncusu İmra Dinçer de görev aldı.
Piyanoda Selim Doğru, ney ve yan flütte Sinan Arat ve perküsyonda Alper Kekeç’in eşlik ettiği şarkılar 70’li yıllarda çok meşhur olmuş ve bugün bile hâlâ çok sevilen pop, halk müziği, sanat müziği ve film müziği repertuvarından özenle seçilmiş şarkılardan oluşuyor. Yasemin Şahin’in Hollandaca sunduğu gösteride söylenen şarkıların Türkçe bilmeyen seyirciler için Hollandaca ve İngilizce üst yazıyla sunulması gösterinin her kültürden seyirciye ulaşmasına imkân verdi.
Çocukların sahnede 70’li yıllarda oynanan çocuk oyunlarını gerçekten oynamasıyla başlayan gösterinin ilk yarısı bir aile çay bahçesi atmosferinde gerçekleşti. Koro üyelerinin çay bahçesi masalarında oturduğu, tıpkı o yıllardaki gibi çay servisi yapıldığı bir sahne atmosferinde ilk olarak Hababam Sınıfı’nın unutulmaz müziği seslendirildi.
Daha sonra Gülyasemin Meijers ‘İşte öyle bir şey’ ve Yasemin Özalp ‘Pervane’ adlı şarkıları seslendirdi. Koro tarafından söylenen ‘Dağlar Dağlar’ın ardından Ferda Alka ’70’li Yıllar’ şiirini okudu. Televizyon reklamlarının ardından Selahattin Vural çocukluk anılarıyla izleyicileri hem çok güldürdü hem de o yıllara götürdü.
Tülay Bayram güzel sesiyle Rana Alagöz’ün ‘Her şey bitmedi bitemez’ şarkısını yorumladı. Bir televizyon programında oğlu Cem Karaca’nın müziğe başlarken yaşadığı inanılmaz olayları anlatan Toto Karaca’dan sonra Cem Karaca’nın artık klasikleşmiş şarkısı ‘Resimdeki Gözyaşları’nı Onur İnel’in güçlü sesinden dinledik.
Özenç Demirkan’ın yorumuyla Sessiz Gemi ve ardından oyuncu İmra Dinçer’in televizyonun hayatımıza girmesiyle yaşanan ilginç ve komik olayları anlatan performansı yer aldı. Ardından Nuri Gazibeyoğlu ‘İşte Gidiyorum’, ‘Drama Köprüsü’ ve ‘Başın öne eğilmesin’ ile seyircileri coşturdu. İkinci bölümde Onur İnel ‘Öyle sarhoş olsam ki’ ve Ezgi Köroğlu İspanyol Meyhanesi ile teatral bir sunum gerçekleştirdiler.
Belma Arolat ‘Dilek Taşı’ ve Özenç Demirkan ‘Bambaşka biri’ ile seyircileri etkiledi. Nurdan Saru'nun ‘Fabrika Kızı’ yorumundan sonra Zeki Müren’in sesinden ‘Aşkın Kanunu’ adlı şarkıyı dinlerken Zeki Müren’in eski fotoğraflarını izledik. Emel Sayın’ın Mavi Boncuk filminde halının içinde kaçırılış sahnesini ekrandan izledikten sonra Ezgi Köroğlu’nun sahneye halının içinde omuzlarda getirilmesi seyirciyi çok şaşırttı ve seyirci tepkisini alkışla gösterdi. Emel Sayın’ın güzel şarkısı Mavi Boncuk’u seslendiren Ezgi Köroğlu Emel Sayın’a benzerliği ile de büyük beğeni aldı.
Roula Tourgaidis Türkiye’de ‘Olmaz Olmaz’ olarak bilinen aslında bir Hind şarkısı olan ‘Ligo ligo tha me’ adlı şarkıyı Yunanca seslendirdi. Ardından İmra Dinçer ve Onur İnel’in çok ilginç bir performansı yer aldı. Ekranda bir fotoroman olarak hazılanmış görüntülerde şarkıların çevirileri ve sahnede dönemin şarkılarından kısa bölümlerle bir aşk hikayesi yer aldı. Bu muhteşem konserin finali bütün solistler, koro ve seyirciyle birlikte söylenen ‘Hayat Bayram Olsa’ ile son buldu.
Gece ile ilgili konuştuğumuz gecenin mimarı Selim Doğru ‘Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Biz bir ekibiz ve ekip çalışmasını çok güzel bir şekilde gerçekleştirdik. Herkes canla başla aylarca çalıştı ve güzel bir eser meydana geldi.’ dedi. Amacımız sahne ve seyirci arasındaki görünmez duvarı kaldırmak, yeni bir sahne performansı biçimi üretmekti. Seyirci de sahnedeki performansın parçası olsun istiyorduk bunu başardığımızı görmek bizi çok mutlu etti.’ dedi.
Salonun tamamen dolu olması ve herkesin mutlu olması bizleri sevindirdi. Yeni eserlerde tekrar beraber olmak dileğiyle geceye özel olarak gelen Bülent Türker de bu muhteşem gösteri ve sonrası yapılan eğlence için çok gururlandım’ dedi.
Selim Doğru’yu bir çok kişi 3. Altın Lale de sanat ödülüne aday göstermişti. Kendisini ve ekibini görmek için geldim. Çok mutlu oldum. Buna vesile olan Ferhan Fidan’a teşekkür ederim.
Dans sorumlusu Hikmet Taşdemir, emeği geçen Serkan Kaba, aksesuarda Zeynep Günal ve yine ekip içinde büyük emek sarfetmiş olan tüm gizli kahramanları kutluyoruz. Geceye Almanya ve Belçika’dan da vatandaşlarımızın katılması bizleri mutlu etti. Zaandamlı iş adamı Yusuf Değirmenci de ‘Muhteşem gece . Tek kelime ile bize geçmişi yaşattığı için çok gururlandık, mutlu olduk. Yenilerini bekliyoruz’ dedi.