TOGAMEDYA ... internet gazetecilik - 1214a-TÜRK SİNEMASI VE ARTİSTLER

 TÜRK SİNEMASI, ARTİSTLER vede BABAM VE OĞLUM

Türk sinemasının son dönemdeki en başarılı filmlerinden birisi « Babam ve Oğlum ». Film boyunca bir taraftan ağlarken diğer yandan düşüneceksiniz çünkü bu filmde varsıdan yoksula, işçiden profösöre, kadından erkeğe, küçükten büyüğe kısacası yediden yetmişe herkesin kendinden birşeyler bulabileceği, hissedeceği ve yaşayacağı bir sinema eseri ortaya çıkmış.

YAZIYORUM / Mustafa Toga / 2006 // Haber: 1214a

Sinema Yazarları Derneği ( SÍYAD) 2005 yılı için Türk sineması Ödüllerini, törenle sahiplerine verdi. « Babam ve Oğlum » filmi, 6 dalda ödüle değer görüldü. En iyi Film ödülünü « Babam ve Oğlum » alırken, Asmalı Konak dizisinden de tanıdığımız filmin yönetmeni Çağan Irmak en iyi Yönetmen ve en iyi Senaryo, film oyuncularından Çetin Tekindor en iyi Erkek Oyuncu, Hümeyra en iyi Kadın Oyuncu ve Şerif Sezer de en iyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünün sahibi oldu. Filmin konusuna gelince özellikle benim gibi 1958 kuşağının bil fiil içinde yaşadığı olayların günümüzle bağlantısı duygusal olduğu kadar trajedik bir şekilde anlatılıyor.
 1980 darbesinde annesini kaybeden küçük Deniz yedi yıl sonra hiç görmediği dedesinin Ege’deki çiftliğine doğru bir yolculuğa çıkar. Deniz’in dedesini hiç görmemesinin nedeni dedesiyle babası Sadık’ın (Fikret Kuşkan) yıllardır küs oluşudur. Hüseyin Efendi (Çetin Tekindor) okumaya diye gönderdiği oğlunun politik olaylara karıştığını öğrenince onu evlatlıktan silmiştir. Sadık’ın her şeye rağmen baba evine geri dönüşünün nedeni Deniz’den ayrılmak zorunda oluşudur; küçük oğlunu babasına emanet edecektir.    « Ona bir oda ver baba, gidecek hiç bir yeri yok » Kelimenin tam anlamıyla Deniz bu çiftlikte hafif tatlı kaçık bir ailenin ortasında bulur kendini. Evin yanaşmaları, küs teyze (Şerif Sezer), traktör kullanan ve telsizle konuşan müthiş bir babaanne (Hümeyra), bileğinden boğazına kadar bilezikle dolaşan gelin Hanife (Binnur Kaya) ve saf bir amca (Yetkin Dikinciler). Düşünsenize hepsi bağırarak ve hep bir ağızdan konuşuyor. Sadık uğruna savaştığı bir Türkiye’ye ve terk ettiği sevgilisiyle ve kendiyle kasabada yüzleşirken; çocuk, dedesinin ve babasının arasındaki tüm buzları eritecektir. Son yıllarda Türk sinemasında büyük bir sıçrayış var ve kaliteli filmlere imza atılıyor. Su an vizyonda olan Kurtlar Vadisi Irak gişe rekorları kırıyor. Eşkiya, Gönül Yarası, G.O.R.A , Asmalı Konak, Organize Íşler, Vizontele Tuuba, Hababam Sınıfı Üç Buçuk, Keloğlan Karaprens'e Karşı, Kahpe Bizans gibi değerli Türk filmleri Türkiye’de olduğu gibi Avrupa sinemlarında da aylarca vizyonda kaldılar. Amerikalıların milyarlarca dolar masraf ederek çevirdikleri pahalı filmlerine fark atarak izlenme rekoru kırdılar. Demek ki istersek Hollywood düzeyinde Oskara aday filmler yapabiliyoruz. Türk sinemasına emeği geçen herkese teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.