|
Ahmet Demir (Ergene Nehri ve Çevre Kirliliği)
Ülkemizin ve dünyamızın en önemli sorunlarından birisi çevre kirliliğidir. Havanın, suyun toprağın içinde yaşadığımız çevrenin doğal özeliğini, kaybetmesi, kirlenmesi canlılara, insanlara zarar vermesidir. Yazılı ve görsel medyada “ Çevre kirliliği” ile ilgili haberleri izlenişsinizdir. İnsan okudukça, seyrettikçe dehşete düşüyor. Trakya’daki Ergene nehrinden zehir akıyor. Nehrin yakınındaki fabrikalar endüstriyel kuruluşlar atıklarını ergene nehrine boşaltıyor. O bölgede yaşayan insanlar tepki gösteriyorlar ama dinleyen kim? Çevreyi kirleten kuruluşların sahipleri, çevreyi katledenlerin gözleri görmüyor mu? Çevreye verdikleri zarar canlıları yok edeceğini, kirlenen yerin yaşanmaz hale geleceğini bilmiyorlar mı? Para gelsin çevre kirlensin, insanlar kanser olsun, ölsün bana ne mantığı. Kardeşim sen insan değilmisin? Al paranı başına çal. İnsanları anlamak gerçekten zor. İnsanların en önemli özelliği düşünebilmesi, doğru ve yanlışı, iyi ve kötüyü birbirinden ayırabilmesidir. Bile bile çevreye zarar vermeye devam ediliyor. Ergene nehrinden alınana numunelerin tahlil sonuçları felaket. Zehirli atıklı suda kimyasal maddeler ne ararsan var. Tahlil yaptırmaya gerek yok. Nehirde zehir akıyor. Ergene nehrinin suları tarımda kullanılıyor. Üreticiler “suyun zehirli insan sağlığına zararlı olduğunu biliyoruz, ama tarlalarımızı mecburen suluyoruz başka çaremiz yok. “ diyorlar. “Yapılan analizlerde nehir suyunda kurşun, cıva, kadmiyum, kobalt, bakır gibi ağır metaller ve arsenik çıktı. Ayrıca fosforlu-azotlu bileşikler ile solvent, asit, alkali ve boya gibi sayısız kimyasal maddeler tespit edildi. Özellikle sonbahar döneminde etkili olan yağışlar ile Ergene Nehri’nin taşması sonucu Trakya bölgesindeki birçok tarım arazisi söz konusu atıklar nedeniyle zehirleniyor. Bu zehirler yetiştirilen bitkiler aracılığıyla insanlara kadar ulaşmakta kanser, inme, karaciğer, böbrek, kalp yetmezliği gibi çok ciddi hastalıklarda artışa neden olmaktadır." Çevre yönetmeliğin çevrenin kirlenmesiyle ilgili ceza maddeleri niçin uygulanmıyor? Katı atık ve su arıtma tesisleri için verilen kanuni süre doldu cezalar verilmeye başlanacak mı? Onu hep birlikte göreceğiz. Çevre bakanlığı ve belediyelerimize bu konuda büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Yerel yönetimlerin çevre kirliliğini ciddiye almaları gerekir. Katı atık ve arıtma tesislerini kurmayanlar bir an önce bu tesisleri kurmalı ve tam kapasite ile çalıştırmalıdır. Biz kamuoyunun ve yetkililerin dikkatini çekebilmek için “ERGENE KİRLİLİĞİNİ” örnek verdik. Aynı sorun “ GEDİZ ” de diğer şehir ve bölgelerimizde de yaşanmaktadır. Türkiye de çevre hızla kirlenmektedir. Önlemler alınmazsa çevre kirliliğin sonuçları çok kötü olacak, insanlar ve canlılar ölmeye devam edecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesindeki Ergene, Meriç, Gediz ve Afyon bakırçay havzalarını bakanlık olarak biz kendi bünyemize aldık. Ergene’de hemen 18 maddelik bir eylem planı hazırlayarak hayata geçirdik. Oradaki kirlilik konusunda belediyeler bana mısın demediği için Ergene’yi biz kurtarıyoruz. Ergene’yi kurtarmak için öncelikle arıtma tesisleri yapılacak. Oradaki fabrikalar, yer altı suları denetlenecek, derelerin ıslahı yapılacak, sanayi tesislerinin kullandığı yer altı sularının denetimi için buralara sayaç da takacağız. Tesisleri DSİ yapacak. Belediyelerin yapması gereken bu tesisleri DSİ olarak biz yapacağız. Ne dersiniz sevgili okurlar? Ahmet Demir Şair/Eğitmen 21 Ocak 2014 AHMET DEMİR
|
|