Sabah kalktım hava günlük güneşlik. Kahvaltımı yaparken kendi kendime bugün güzel bir gün olacak dedim. Saat 13.00’de Rotterdam Anakent Belediye Meclis Üyesi Zeki Baran’la belediye binasında rendevum var. Gerekli hazırlıkları yapıp yola çıktım. Daha belediyeye varmadan hava bozdu ardından sicim gibi yağmur yağmaya başladı. Halbuki Zeki bey sokakta halkla içiçe dertleri dinlerken onu görüntülemek istemiştim. Şu yağmurun yaptığı azizliğe bak diye düşündüm. Herşeye rağmen kendisiyle keyifli bir sohbet etme fırsatı buldum.
Birçok sorumluluğu omuzlarında taşıyan ve yirmidört saat telefonu halk için açık olan bir meclis üyesi olarak önemli bir mevkidesiniz, bize kendinizden bahseder misiniz?
1964 doğumluyum. Evliyim ve 3 çocuk babasıyım. 1980 yılında aile birleşim neticesinde Hollanda’ya geldim. Aslen Yozgat’ın Çayıralan ilçesinden geliyorum. Hollanda’ya gelince bir süre bir süpermarkette çalıştım. Daha sonra bir matbaada çalışmaya başladım. Ayrımcılık yapıldığı için orada ustabaşı olmamı çekemediler. Bunun içime sindiremedim çıkışımı istedim. Bu durum politikada önümü açtı. Bir sosyal demokrat olarak PvdA’ya üye oldum. Bu arada yüksek tahsil için Sosyal Akademi’nin azınlıklar ve örgütleme bölümünde tahsilime başladım. Dört yıl aralıksız okudum.
Ne zamandır politikanın içerisindesiniz? PvdA içerisinde ve Güney Hollanda’da, özellikle Rijnmond bölgesinde ne tür siyasi çalışmalar yaptınız?
Türkiye’deki ortamdan dolayı aslında siyasete küsmüştüm. Hollanda’daki Sosyal demokratların içerisinde kendi yerimi bulunca 1993 yılından itibaren aktif olmadan siyasetin içine girdim. Politik çalışmalarıma İşçi Partisinin (PvdA) Rotterdam il yönetim kurulu üyeliğiyle başladım. Daha sonra Charlois ilçe yönetim kurulu başkan yardımcılığı yaptım.
Aktif politikaya aday gösterilmeniz ne şekilde oldu?
1998 yılında PvdA’da yönetici olarak görev yapmaya başladım. Aktif olarak politikaya girmem ise şöyle oldu. Çevremdeki Türk ve Hollandalı dostlarımın teşviki ile 2002 yılında Charlois ilçe belediyesinde PvdA’dan 12 sıradan aday gösterildim. Seçimlerden 12 meclis üyesi çıkardık fakat ben tercihli oylarla partimde 3. sıraya yükseldim. Türk cemiyetleri ve diğer azınlık cemiyetleri içinde din, dil, renk, ırk ayrımı gözetmeden herkesin yardımına koşuyordum. Bunun sayesinde benim aktif politkaya seçilmemi isteyenlerin sayısı çogaldı. Tercihli oylarla da desteklerini gösterdiler.
Rotterdam belediyesinde, tüm Türk toplumunun faaliyetlerini takip eden, dertlerine yardıma koşan şövalyeler gibi bir imaj yarattınız. Kültürel, siyasi ve dini platformlarda size hep rastlamak mümkün. Bu konuda diğer göçmen kökenli siyasilere göre farklılık gösteriyorsunuz. Bu durumu biraz açar mısınız?
Ben insanlar arasında ayrım yapmıyorum. Din ve dil ayrımı yapmadan sorunlarına çözüm arıyorum. Türkiye’den gelen heyetler oluyor onların dertlerini de dinliyorum. Gücüm yettiğince destek veriyorum, yol göstermeye çalışıyorum.
2006 yılında sizi PvdA’dan Anakent Belediyesinde görüyoruz. Rotterdam belediyesine seçildikten sonra hangi komisyon çalışmalarında aktif görev aldınız? Gençlik, Kültür ve Eğitim komisyonlarında yer alıyorum. Ama ekonomik komisyonunu da yakından takip ediyorum. Diğerlerini de iyi takip etmek zorundayım. Rotterdam’da Türk toplumunun düğün salonu sorunu vardı. Benim önerim üzerine beş adet ruhsat çıkarıldı. Bu sorun şimdilik çözülmüşe benziyor.
Üzerinde durduğunuz konular nelerdir?
Benim titizlikle üzerinde durduğum konu “gençlik”. Toplumun geleceğini gençler belirliyor. Biz onların geleceğini hazırlıyalım ki onlarda yetişen yeni nesili hazırlasınlar. Belediye’de kaydı bulunan fakat iş olmayan, eğitim yapmayan ve ödenek almayan toplam 6500 genci yakın takibe aldık. 1500 hariç çoğunluğu iş sahibi yaptık.
Diğer bir projem ilk gelen göçmenlerin (Türkler) anısına kalıcı bir sembol olması maksadıyla Afrikanderplein’e bir anıt dikmek. Anıt fikri Demokratik Sosyal Dernekler Federasyonu’nun (DSDF) genel kurul kararında alınan bir fikirdi, onu proje haline getirdim. Neden Rotterdam’ın güneyi derseniz? İlk Türkiye’den gelenler (1964 den itibaren) buraya yerleştirildi ve limanlarda çalışmaya başladılar. Yine üçüncü kuşak çocukları bu muhittten çıkarak bir yerlere geldiler. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Nebahat Albayrak’ı örnek verebiliriz. Bir başka konu zeka özürlüler veya suç işleyen gençler. Bu ana kadar topluma kazandırılması için hiç bir şey yapılmamış bir azınlık. Ben bunlarla ilgili projeler geliştirdim. Şimdi ise sonuçlarını almaya başladık.
Rotterdam’in başka ne tür sorunları var? Sizin bu konuda çalismalariniz var mı?
En büyük sorunlardan biri konut sıkıntısı. Sağlıklı ve konforlu bir konut sahibi olmak başlı başına bir temel sorun. Ne dar gelirli vatandaşa hizmet verecek bir konut bulmak kolay. Ne de yüksek gelirlilere. Burada üniversite okuyan gençler bir meslek sahibi olunca şehri terk ediyorlar. Halbuki şehre dinamik katacak bu sınıf burada tutulabilse ekonomiye ve şehir hayatına katkısı olacak. Erasmus Üniversitesi öğrencilerinin yurt sorunu var. Bunun kısa sürede çözülmesi gerek. Emniyetli bir toplum yani güvenlik de bir sorun teşkil ediyor. İstihdam yaratmak gerek. Belediye kasasında duran paranın değerlendirilmesi lazım. Diyelim bir proje için inşaat yapılacak. Bu istihdam demek. Para kazananın para harcaması demek. Piyasada paranın dönmesi lazım. O zaman hem işçi hem esnaf hem de vatandaş bundan yararlanacaktır.
Bakın bizim dönemimizde Rotterdam ve çevresinde oturan 65 yaş üstü kişilere belediye toplu taşıttan ücretsiz faydalanma olanağı sunuldu.
Orta ve meslek okullarını okuyan özellikle yabancı öğrencilerinin staj yeri bulma sorunu vardı. Önce kendimizden başladık. Her beş belediye memurundan birine yanına stajer öğrenci alma zorunluluğu getirdik. Daha sonra her yere başvurduk. Feyenoord futbol takımının başkanına dahi gittik. Diğer işyeri sahiplerine gittik. Bunların önderliğinde staj sorunu çözüldü.
Yabancı kökenli olarak İl Meclis Üyesine seçilen ilk kişisiniz. Bu imtiyazlı durum size ne tür sorumluluklar getiriyor?
Önce şunu belirtmek istiyorum. Bu konuma öyle tepeden inme gelmedim. Gerçekten bir meclis üyesi olarak çok çalıştım. Bu çalışmalarımın karşılığını da gördüm. İl meclis üyeliği seçimlerinde oylamaya katılan 41 üyenin 39 unun oyunu alarak bu göreve getirildim. İl meclisi: Rotterdam ve çevresindeki Schiedam, Vlaardingen, Spijkenisse, Capelle aan den IJssel v.s. gibi ilçelerden oluşuyor. Her ilçeden bir, Rotterdam'dan ise üç üye katılıyor, bunlardan birisi de benim. Orada da yine gençlikten sorumluyum.
Eğitimini yarım bırakan gençlik için ne düşünüyorsunuz? Orta eğitimdeki yabancı kökenli öğrencilerin yüzde yetmişe yakını diploma almadan okuldan ayrılıyor bu konuda çalışmalarınız var mı?
Toplum için eğitimsiz, diplomasız gençlik çok tehlikelidir. Çeşitli sebeplerden dolayı bazı gençler diploma almadan okullarını bırakmak zorunda kalıyorlar. Onun için okul içerisinde bu gençlerin sorunlarının çözülmesi için bir loket ‘danışma bürosu’ açılması için öneri verdim. Bu projem meclis çoğunluğu tarafından kabul edildi. Ama bu gibi sorunların kalıcı çözüme ulaşması için biz politikacıların yanısıra anne-babaların, okul idaresinin de elini taşın altına sokması lazım.
Zaman ayırıp görüşlerinizi okuyucularımızla paylaştığınız için teşekkür ederim.
Bu fırsatı tanıdığınız için ben teşekkür ederim. Son olarak şunu söylemek istiyorum “ Telefonum 24 saat halkımın hizmetine açıktır.”
Röportaj : Mustafa Toga Fotoğraf : Mehmet Nuri Gerek ................................................................................................................. Platform Dergisi : Hollanda Genelinde Dağıtım Yapılan, Aylık Türkçe Dergi
Bugün 1013116 ziyaretçi (2672568 klik) kişi burdaydı!
“TogaMedya doğru, dürüst, şeffaf gazetecilik”
TÜRKİYE
<
Toga Medya Editörü / Wie is de editor van TogaMedya