Avrupa’da güneş gibi doğacak bir albüm hazırlıyoruz.
Yeni bir müzik türü geliştiren ve icra eden Figen Genç'i kısaca tanıyalım. 1969 yılbaşı gecesi Ankara'da doğdu. Aslen Erzurum Horasan'dan gelmişler. İlk, orta, lise tahsilinden sonra Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema bölümünde okumuş ve 1996 mezun olmuş.
2012-HOLLANDA
Sanatçının ilk müzik eğitimi ve müzikal çalışmaları 1988 yılında, sınavla TRT Ankara Radyosu çok Sesli Gençlik Korosunda başlamış. Şef Doç. Mustafa Apaydın ve Feruzan Esmergül eşliğinde, altı yıl soprano olarak koroda yer almış. Bu sırada polifonik korolar derneğinde 4 yıl, flarmoni korosunda 1 yıl soprano olarak çalışmalarda bulunmuştur. Bu dönemde Hasan Yükselir ile “Yunusça Ezgiler” projesi içinde Ankara ve Mersin'de sahne almış. UNICEF’ in davetiyle Zurich'te bir halk müziği konseri vermiş. Yurt içi konser turneleri Antalya’dan başlayarak tüm illerimizde devam etmiştir. Sanatçımız , bu sürede ses çalışmalarını ve müzik eğitimini Prof. Jirayr Aslanyan ve Timur Selçuk beyin denetiminde sürdürmüş. Bir çok üniversitelerin şenliklerine konserler ile katılan ve gerek yurt içinde gerek yurt dışında lösemili çocuklar yararına konserler veren Figen Genç, Kültür Bakanlığı katkılarıyla bir çok ilimizde festivallere katılarak konserler vermiştir. Sanatçımızın batı müziği ile alakası TRT çok sesli korosunda soprano olarak görev alması dışında, TRT İstanbul radyosu Engin Ege yönetimindeki Tango orkestrasında solist olarak bulunup kayıtlar yapmasıdır. Müzisyen Figen Genç ayrıca tango geceleri konseptinde, piyanist Ömür Yalçınkaya ve Prof. Edward Aris ile 9 yıl sahne alarak Arjantin Tangoları ve Türkçe tangolar üzerine çalışmalar yapmıştır.
Figen hanım, öz geçmişinize baktığımızda yoğun çalışmalar içerisinde olduğunuzu görüyoruz. Ne zamandır müziğin içerisindesiniz? Müzik tutkusu aileden mi geliyor. Bu konularda da biraz bilgi verebilir misiniz?
Sanatçı olunmaz sanatçı doğulur derler ben de onlardan biriyim. Müzisyen bir aileden geliyorum. Küçük yaşlardan beri müzikle iç içeyim. Amcam bağlama çalardı, babamın sesi çok güzeldi. Halen dört kuzenim operada solist olarak yer alıyorlar. Ama şu ana kadar ailede bu işi profosyenel olarak yapan benim.
Akademik olarak müzik eğitimin Ankara’da aldınız. Müzik ekbiniz var mı, çalışlarınızı nerde yapıyorsunuz?
Akademik eğitimimi müzik değil Televizyon ve Sinema üzerine yaptım. Müziği çok sevdiğim için tüm ağırlığı müziğe verdim. Sanatçın yeri yurdu yoktur derler. Ben de onlardan birisiyim. Ankara’da eğitimimi tamamladım ama müzik çalışmalarımdan dolayı ekibimle birlikte son 15 yıldır İstanbul’da kalıyorum. Gördüğünüz gibi şu an da albüm çalışmalarımdan dolayı Hollanda’da, Rotterdam’dayım.
Yanılmıyorsam bu yeni çıkacak olan albüm sizin üçüncü albümünüz olacak. Daha önce çıkarmış olduğunuz diğer iki albümden bahsedelim. İlk albümlerinizi ne zaman çıkardınız. Hangi tür eserleri okudunuz?
Anadolu türkülerinden oluşan KIRMIZI GÜL adlı ilk albümümü 1996 yılında çıkardım. Kırmızı Gül adlı albümünde bulunan şarkılar şu eserlerden oluşuyor; 1. Kalsın benim davam, 2. Karadır kaşların, 3. Kırmızı Gül, 4.Turnam, 5. Çay benim, 6. Aşan bilir, 8. Turnalar, 9. Ayrılığa çare, 10. Bebek, 11. Konma bülbül, 12. Taze açılmış gül İkinci çalışmam ise NAZENDE SEVGİLİM adlı albümüdü. Albümünde değerli müzisyen İlyas Mirzayev ve Nezih Yeşilnil ile çalıştım.1999 yılında dinleyicilerin begenisine sunduğum genelde ağırlık olarak Azari parçalardan oluşan bu albüm çok tuttu. Nazende sevgilim albümünde bulunan şarkılar; 1. nazende sevgilim, 2. Dözerem, 3. gözelim sensen, 4. bu dağda maral gezer, 5. malrova'dan aldım sümbül, 6. sarı gelin, 7. bülbülün kanadı sarı, 8. aman avcı, 9. kara teller, 10. ceylanım gel gel, 11. sarı çiçek Bunların yanısıra ayrıca Alihan Samedov’un çıkardığı iki albümünde vokalist olarak katıldım. Murat Kekilli ile “Alır seni kaçarım” şarkısında düet yaptım ve Edip Emre’nin yönetmenliğini yaptığı Rengahenk albümlerinde ise iki eser seslendirdim. Afife Jale tiyatro ödülleri müzik alanında ödül alan Nurettin Özsucanin tiyatro şarkılarını seslendirdim. Ünlü romancı Rıfat Ilgaz’ın bestelenmiş iki şiirini uluslar arası sempozyum kapsamında seslendirdim.
Uzun yıllar Azerbaycan müziğini araştıran ve yorumlayan sanatçısınız. Ne tür müzik icra ediyorsunuz. Buna yeni bir müzik türü diyebilir miyiz?
Türk dünyası müzik topluluğunun da ilk solistiyim. Uzun yıllar Azerbaycan müziğini araştırdım ve yorumladım. Başta Azerbaycan mahnı, estrada ve operası olmak üzere Türk Cumhuriyetlerinin hemen hepsinin müzik ve poetyasını araştırdım ve bu yönde çalışmalar yaptım. Evet, buna yeni bir müzik türü diyenler var.
Figen hanım çok yönlü bir sanatçısınız. Türkçenin yanı sıra başka dillerde de müzik çalışmalarınız var mı?
Son iki yıldır müzikolog Dr. Züleyha Abdullayeva ile terapi müziği üzerine improvizasyon çalışmaları yapmaktayım. Bu alanda bir çok konserler verdim. Ayrıca Makedonca, Çerkezce, Yunanca, Ermenice, İbranice, Latince, Farsça, Arnavutca, Bulgarca, Romence, Boşnakca ve İngilizce liedler üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Birinci ve ikinci albümlerinizi Türkiye'de yaptınız neden üçüncü albümünüz için Hollanda geldiniz?
Rotterdam Konservatuarında öğretim görevlisi olan Yaşar Saka ile İstanbul’da tanışmam sebep oldu. Ünlü besteci Zülfi Bayhan ile ikinci albümümü hazırlamıştık. (Azari kökenli sanatçı bu albümde yedi eseri özel olarak benim için besteledi) Kendiside Zülfi Bayhan’ın arkadaşıymış. Yeni albüm projemizi dinledi, şarkıları çok beğendi. Hem albümdeki eserlerin hem benim sesimim saadece Türkiye için değil dünya müzik severlerine ulaşaması gerekdiğini, o standartlarda olduğunu belirtti.Yeni çalışmalarımda ekip olarak yer almak istediğini söyledi. Rotterdam’a gelip stüyosunu görünce bu konuda ne kadar ciddi olduğunu anladım. Burada çok titiz ve ciddi çalışmalar yapıyoruz.
Stüdyo çalışmalarınız nasıl gidiyor, istediğiniz trendi yakala biliyor musunuz?
Çok yoğun geçiyor. Ben özel olarak bu albüme ayırdım tüm zamanımı. Bu albüm değişik kültürlerden ve farklı müzikal yapıdan gelen insanların oluşturduğu bir albüm olacak. Çünkü grup; Türk, Hollandalı, Iraklı, Ajantinli, Alman, Macar, Hırvat gibi çok uluslu müzisyenlerden oluşuyor. Ekip olarak çalışmalarımız uyum içerisinde geçiyor. Solist ne kadar iyi olursa olsun iyi bir ekiple çalışmazsa başarılı olamaz. Bu üçüncü albümiz için isim düşündünüz mü? Evet, bir kaç isim üzerinde duruyoruz ama albüm bitmediği için henüz şu diyemiyorum. Albümdeki eserlere ve dünya standartlarına uygun bir isim olacağını şimdiden söyleyebilirim.
Yeni bir müzik türü geliştirdiniz. Bu solo albümünüzde ne tür müzikler neler var, bu konuyu biraz açar mısınız?
Benim icra ettiğim eserleri dinleyen müzisyen Cihan Sezer Türkiye'de yeni bir tarz demişti. Müziğin çeşitli tonlamaları var fakat bu albümin orjinal yanı ise yedi bestenin özel olarak Zülfi Bayhan tarafından benim için bestelenmiş olması. Bunun yanı sıra albümde bir Kerküt, Kırım ve Azari şarkılarda var. Hem batı müziği duygusu veren hemde etnik kökeni olan, Türkçe söylene bir müzik türü diyebiliriz. Albümle ilgili çalışmalarınız ne zamana tamanlanacak. Piyasaya ne zamana çıkarmayı düşünüyorsunuz? Albüm çalışmaları bu yaz sezonu sonunda tamamlanacak. Bu solo albümü ise sonbahar sonunda piyasaya çıkarmayı düşünüyoruz. Zaten albüm için klip çekimlerinide Rotterdam'da yapacağız. Umut ediyorum bu albüm Avrupa'da bir güneş gibi doğacak.
Figen hanım yeni albümünüzü şimdiden kutlar, bundan sonraki müzik yaşamınızda başarılar dilerim.
Ben teşekkür ederim duyarlığınız için. Hollanda’da Türkçe olarak yayınlanan Kadın Dergisine de yayın hayatında başarılar dilerim.
Platform Dergisi : Hollanda Genelinde Dağıtım Yapılan, Aylık Türkçe Dergi www.platformmedia.nl Kadın Dergisi : Hollanda'da Aylık Yayımlanan Tek Türkçe Kadın Dergisi
Bugün 1009302 ziyaretçi (2657486 klik) kişi burdaydı!
“TogaMedya doğru, dürüst, şeffaf gazetecilik”
TÜRKİYE
<
Toga Medya Editörü / Wie is de editor van TogaMedya