RUHU TÜRKİYE'DE KALBİ HOLLANDA'DA BİR MÜZİSYEN SEMİH ARIKAN
Müzisyen Semih Arıkan'la bir sonbahar akşamı Maas'ın rıhtımında hem yürüdük hem söyleştik. “Ah İstanbul Ah...! Ortaköy'de Boğaziçi köprüsünü Rotterdam'da ise Erasmusbrug köprüsünü seyrediyorum. Kalbimin bir yarısı orada bir yarısı burada ” diyen sanatçı ‘Ah Rotterdam' isimli albümünün kapak resmini gösterdi. Harp'ın tellerini andıran görüntüsüyle özleşen Erasmusbrug, Arıkan'ın elindeki sazın tellerinden çıkan nameleri andıran sesler çıkarıyordu sanki.
Semih bey kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ankara'da 1955 yılında doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Adapazarı'nda tamamladım. İstanbul Konservatuarını kazanınca Beşiktaş-Ortaköy'e yerleştim. Bir İstanbullu, bir İstanbul sevdalısı oldum. Anne tarafım Balkan göçmeni baba tarafı ise Çerkez. Yani temelimde çok kültürlülük var. Konservatuarı bitirince dört yıl Özel Sakarya lisesinde müzik öğretmenliği yaptım. Bu arada Türk Sanat Müziğinin yanısıra Balkan, Yunan, Arap ve İsrail müziklerini de çalmayı öğrendim. Çaldığım enstürimanlar arasında Keman, Piyano, Ud, Bağlama ve Tar'ı sayabilirim. Birgün Boğaziçi'ni seyrediyordum yanıma mavi gözlü sarı saçlı bir kız yaklaştı. Hollandalı eşimle tanışmam işte böyle oldu. Kısa bir arkadaşlıktan sonra Türkiye'de evlendik.1983 yılında Hollanda'ya geldim. Daha önce de ifade ettiğim gibi burada Hollanda'nın çok kültürlü yaşamına hiç yabancılık çekmedim.
'Ah Rotterdam' Şarkısını bestelemek nereden geldi aklınıza?
Bir gece Maas'ın kenarında dolaşırken duygulandım. Buraya gelen ilk Türk işciler gözümün önüne geldi. Onların vatan özlemleri, umutları, hayal kırıklıkları, sevdaları, aşkları Rotterdam Şarkısı'nın dogmasına sebep oldu. Şarkının sözlerinden de anladığınız gibi Rotterdam'a gelir gelmez vatan özlemiyle nasıl yanıp kavrulduklarını anlatıyor. Yapma... Rotterdam diyorlar, umutlarımızı özlemlerimizi geri ver diyorlar. El kapılarında geçen kırk yılın sonunda kişiliği yasaklanan insanlar haline getirildik diyorlar. Bende bir müzisyen olarak onların duygularını dile getirmeye çalıştım 'Ah Rotterdam' şarkısında. Özellikle birinci kuşak gurbetçilerimiz için Maas'ın rıhtıma vuran dalgaları sanki Boğaziçinin kokusunu oralardan alıp buralara gül tomurcuğu olarak serpiştiriyor.
Çok renkli bir kişiliğiniz var, çok yönlü bir insansınız bize Hollanda'daki müzik yaşamınızdan biraz bahseder misiniz?
Buraya gelir gelmez hemen müzik dersleri vermeye başladığımı sanmayın. Önce Rotterdam Konservatuarında Okul Müziği Eğitimi aldım. Daha sonra Den Haag, Amsterdam, Breda, Vlaardingen, Rotterdam, Leiden, Amersfoort ve Ijmuiden belediyelerine bağlı olan müzik okullarında Hollandalılara ve Türklere dersler verdim. Müzik ruhumla bütünleşmiş halde bunu istesemde inkar edemem ama Hollanda'ya geldiğimde burada ki Türk çocuklarının anadilinden yoksun olduklarını gördüm. Onlara Türkçe dersleri vermeyi düşündüm tabi bunun için de ayrı bir eğitim almak gerekiyordu. Dört yıl Hogeschool Rotterdam, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Türkçe bölümüne devam ettim. Bir yılda Thomas More'de (PABO) formasyon takip ettim. Daha sonra 2004 yılına kadar Rotterdam'ın Charlois ve Hoogvliet ilçelerinde Türkçe Anadili ve Kültürü öğretmenliği yaptım. İki yılı aşkın bir süre Den Haag’da bulunan Türk Eğitimciler Birliği korosunu yönettim. Rotterdam SKVR'de ise on yıldır koro yönetmekteyim. MİSKET ORKESTRASI (Intercultureel) isimli gurubumla İstanbul Festivali ve Dünya festivali’nde konserler verdim. Şimdi ise kendi albümümü çıkartıyorum. Neden derseniz? “ Konserlerim bitince sevenlerim cd mi satın almak istiyorlar. Hayır, cd'em yok diyince hem onlar üzülüyor hem de ben.” Konservatuardaki öğrencilerim; 'Hocam, bir cd'nizi imzalar mısınız dediğinde yüreğim cız ediyor.” Eskiden radyoda bir şarkınızın yayınlanması yeterliydi cd çıkarmak için. Biliyorsunuz günümüzde albüm çıkartmak çok zor. Her türlü finansal ve sosyal zorluğu göze alarak kendi cd'mi çıkartmaya karar verdim.
Bir müzisyen olarak albüm çıkarmak için ne tür çalışmalar yaptınız? Buna degdi mi?
Her şeyde olduğu gibi tabi bunun için de arkadaş çevren olması lazım ayrıca sponsor bulmalısın. Birgün bu albüm konusunu İstanbul'da ikamet eden Aranjör arkadaşım Taner Erkek'e açtım. O da sağolsun bu teklifimi ikiletmedi zaten kendi stüdyosu vardı orada bunu gerçekleştirdik. İşin finansal yönünü de bir kaç arkadaşın yardımıyla çözdüm. Elbette bunlar öyle pek kolay olmadı uzun zamanımı aldı. Bu albümümü tüm müzikseverlere armağan ediyorum.
Ne tür parçalara yer verdiniz albümünüzde? Şarkılarınız müziksevenlerin ruhlarına hitap ediyor mu?
Albümdeki eserlerin büyük bir bölümü Türk Klasik Müziğinden, 2 tanede türkü var. Ankara ve Diyarbakır yöresinden seçtim. Birisi hüzünlü diğeri ise cıvıl cıvıl oyun havası. Gurbette ikamet eden vatandaşlarımız olsun Hollandalı dostlarımız olsun Türkiye'ye gittiklerinde restoranlarda, otellerde, kahvelerde dinlediklerini Türk müziği sanıyorlar. Oysa gerçek hiç te öyle değil. Bu yüzden albümümde şarkılara ve türkülere yer verdim. Ayrıca kendi eserim 'Ah Rotterdam' şarkısı ayrı bir çeşni katıyor albümüme. Cd deki parçalardan bir kaç tanesini şöyle sıralayabilirim: - Hatırla ey peri bekledim de gelmedin. - Kimseye etmem şikayet. - Nihavent longa. - Söyleyemem derdimi kimseye. - Ah Rotterdam. - Fincanın etrafı yeşil.
Ne tür çalışmalar yapmayı düşünüyorsunuz bundan sonraki müzik hayatınızda? Meşhur olmayı hiç düşündünüz mü? Hedeflediğiniz bir nokta var mı?
Meşhur olmaktan ziyade kaliteli müzik sunmak istiyorum. Şu an Rotterdam'ı anlatan yeni bir beste üzerinde çalışmalar yapıyorum. Neden Rotterdam derseniz? Bizler artık burada kalıcıyız. Vatan özlemi yakıp kavursa da yüreğimizi istesek de kopamayız bu topraklardan. Çünkü burası artık bizim ikinci vatanımız. Kendimden örnek vereyim rahmetli Hollandalı eşimin mezarı burada. Çocuklarımız burada doğdu, burada yaşıyor. Arkadaşlarım burada, dostlarım burada ikamet ediyor. Ruhum Türkiye'de ama bedenim Hollanda'da.
Yeni çalışmam olan Rotterdam şarkısıyla neleleri hedefliyorum? Entegrasyona bir nebze de olsa faydalı olacağını düşünüyorum. İnşallah Rotterdam belediyesi projelerimi destekler, maddi konularda yardımcı olur. Ben de bu sayede bir misyonun sorumluluğunu yüklenirim, müzik ile iki ülke arasında köprü olurum. Bence farklılıklarımızı değil benzerliklerimizi ortaya koyarak ortak bir kültür oluşturma çabası içinde olmalıyız. Evrensel müzik dilide bu olanağı fazlasıyla bize saglıyor. Bakınız şu sözcükler ne kadar güzel uyumlu değil mi? : Boğaziçi ve Maas.
Söyleşi için teşekkür ederim.
Ben de öyle. Sevgili müzikseverlerim www.semiharikan.com websitesinden bana ulaşabilirler.
Röportaj : Mustafa Toga Fotoğraflar : Mustafa Toga - Temel Akça .........................................................................................
Platform Dergisi : Hollanda Genelinde Dağıtım Yapılan, Aylık Türkçe Dergi www.platformmedia.nl Kadın Dergisi : Hollanda'da Aylık Yayımlanan Tek Türkçe Kadın Dergisi
Bugün 1000903 ziyaretçi (2624750 klik) kişi burdaydı!
“TogaMedya doğru, dürüst, şeffaf gazetecilik”
TÜRKİYE
<
Toga Medya Editörü / Wie is de editor van TogaMedya