Athena (Ska-Punk Rock) Müzik Grubu ile Röportaj
Röportaj: Mustafa Toga
Platform Dergisi
Sanki bir milyon nüfuslu Rotterdam boşanmış akın akın Poetry parktaki festivale geliyor. Evde basın çantamı hazırladım. Dijital fotoğraf makinesının ve kameranın akülerini kontrol ettim. Bu gün ki programımda sadece deklanşöre basıp festivali görüntülemek değil, Türkiye’nin tanınmış Rocks müzik grubu Athena ile röportaj da vardı. Parkta iğne atsan yere düşmüyor, insan kalabalığını yara yara VIP çadırına ulaştım. Görevlilere Athena grubunu nerede bulabileceğimi sordum. Basından sorumlu bir bayan Athena’nın menajeriyle kontak kurdu. Beni NuHorizons podyumunda beklediklerini söyledi. Kapıdaki korumalara randevum olduğunu söyledim. Beni içeri almak istemediler. Olmaz…Grup sahneye çıkmak için son hazırlıklarını yapıyor” dediler. “Olsun..! Onlar sahnedeyken fotoğraflarını çekerim, konserden sonrada görüşürüm” dedim. Artık itiraz etmediler. Baktım özgür Oğlan elinde gitar sahneye çıkıyor. Arkasından Hakan Özoğuz (gitar-geri vokal), Umut Arabacı (bas gitar), Alican Tezer (Davul) ve Emre Ataker (Klavye) Gökhan’ı takip ediyor.
- Efendim, Hollanda’ya hoş geldiniz.
Hoş bulduk. (Gökhan ile Hakan aynı anda cevap veriyorlar)
- Gökhan bey merhaba. Athena denince siz ve ikiz kardeşiniz Hakan akla geliyor. Biraz kendinizden, özel hayatınızdan bahseder misiniz?
11 Ekim 1976 yılında İstanbul’da dünya gelmişiz. Tanrı sanki bizleri bilhassa ikiz yaratmış, “Sırf birbirlerini dengelesinler, bu hayatta hep beraber olsunlar” diye. Hakan, benden çok farklı ben deli doluyum o çok sakin. Ben enerji küpüyün o mülazim, uyumlu, sakin... İkimizde babamızın yolunda yürüdük. Çünkü babamızda gençliğinde müzisyenmiş, bir kaç yıl önce onu kaybettik. Daha sonra müzikten kopmamış ama Fenerbahçe’de bir eczane açmış, hayatını bu şekilde ikamet ettirmiş. İlk müzik derslerini ve müzik sevgisini ondan aldık. Müzik başta bizim için hobiydi. Küçük yaşlarda hem gitar çalıyor hem de Hakan’la birlikte kendi çapımızda beste yapıyorduk.
- Şimdi ününüz Türkiye sınırlarını aştı. Dünyada tanınan müzik grubusunuz. Yurt dışında bir çok ülkede konserler verdiniz. Belki bir çok kişi sizi ismen tanımıyor fakat Athena olarak biliyor. Birazda Athena’nın ortaya çıkışından konuşalım.
Tek yumurta ikizimle birlikte yapmış olduğumuz Athena macerasını (1987) başlangıç noktası olarak kabul edebiliriz. Henüz 11 yaşındaydık. Okul saatleri dışında eski Pentagram gitaristi Ümit Yılbar’dan gitar dersleri almak suretiyle çalışmaya başladık. Daha sonra Akmar Pasajı’na ilanlar asarak grubu tamamlayacak bas gitarist ve davulcu arayışına giriştik. İlk yıllarda aramıza bir çok arkadaş katıldı. Onlarla stüdyo ve aletler kiralayarak çalışmaya başladık. Bu çalışmalarımız 1990 yılına kadar sürdü bu arada 4 şarkıdan oluşan “hardcore thrash sound’lu” ilk demolarımızı kaydetmeyi başardık. Bu arada bas gitarist ve davulcu problemimiz halen devam etmekteydi. Grubun ilk ciddi kadrosunu 1990’da şekillendire bildik. Athena’ya yeni katılan Turgay Gülaydın (davul) ve Asrın Tuncer (bas gitar) ve en son Ferit Tunçer’ın (vokal) katılımıyla çalışmalarımıza hız verdik. 1993 yılında thrash sound’lu ilk albüm `One Last Breath` piyasaya sürüldü. Albüm piyasaya sürülmeden kısa bir süre önce bas gitarist Asrın Tuncer ve vokal Ferit Tunçer gruptan ayrıldı. Bir boşluk bir kopuklu oluştu. Zor dönemden geçiyorduk. Bu boşluğu her ne ye mal olursa olsun kapatmalıydık. Baktı bu işler zorlamayla olmuyor bizde daha geniş bir arayış içerisine girmedik artık albümdeki tüm baslar Hakan tarafından çalındı böylece albümü tamalayıp piyasaya sürdük. Bu albümden sonra Athena kendi kimliğini kazandı.
- Sizce Rock nedir ? Rock Müzik ne zaman ortaya ortaya çıktı? Rock denince sizden başka (Türkiye dışında) hangi isimler, gruplar akla gelir?
Rock, 1950’lili yılların başlarında ortaya çıkmış. Genellikle elektro gitar, bas gitar ve bateri gibi enstrümanlarla beraber vokal melodi taşıyan popüler müzik formudur. Org ve piyano gibi klavyeli enstrümanlara da rock’ta sıkça rastlanılabilir. Biz genelde org’u kullanıyoruz. Saksafon gibi üflemeli çalgılar rock’ın ilk hallerinde oldukça sık kullanılmış olsa da yeni rock türlerinde nadiren görülürler.
Rock müzik adından da anlaşıldığı gibi tek başına yapılmaz. Sanatçı ismi olarak ortaya tek bir ad çıkabilir ama genellikle bu müzik türü, bir grupla yapılır. Vokailst’nin yanı sıra, elektro gitarist, bas gitarist, bateri, bir ya da iki ritim gitarist ve klavye (piyano, org, elektro-piyano) vardır. Rock’ın ilk yıllarında BEATLES ve MOODY BLUES gibi ünlü grupları sayabiliriz. Daha sonra ise QUEEN, RUSH ve KANSAS gibi isimler göze çarpıyor.
- Dinleyiciler önünde canlı performans sergileyen bir grupsunuz. Mükemmele yakın bir canlı performans için en önemli unsurlar nedir sizce? Ekipman mı? Solist mi? Grup içindeki uyum mu?
En kötü ekipman bile iyi bir müzisyenin elinde harikalar yaratabilir, o yüzden kişisel beceri ve grup içerisindeki uyum en önemlisi. Ayrıca şunu da eklemek istiyorum solist ne kadar başarılı olursa olsun şov ile bütünleşmeli. Şov da canlı performansın bir parçası bence.
- Athena müzik grubu olarak belli bir dinleyici kitleniz var. Türkiye’deki rock müzik dinleyicisi profilini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Türkiye’de rock müzik şu an nerede?
Rock müzik Türkiye’de olması gereken yere tam olarak gelmiş diyemem ama olması gereken yere ilerliyor. Bu konuda rock müzik takipçileri oldukça destek verici. Çok başarılı gruplar ve müzisyenler var. Ancak maalesef popüler müzik sektörünün baskısı altında yeterince özgür üretim yapılamıyor. Fakat biz Athena olarak alışılmış ve denenmiş tarzların dışındaki müzik türlerinin de geniş kitlelere ulaşabileceğini kanıtlamış olduk.
- Hayatınızda elbette inişli çıkışlı zamanlar olmuştur. Ama biz hep yükselişinizi takip ettik. Hep beraber şahit olduğumuz yükselişinizde esas zirveyi 2000 yıllarında yakaladınız. Başarılı olduğunuz çok şeyler var ama bunların içerisinde “12 Dev Adam” marşı ve Eurovision dördüncülüğünün ayrı bir yeri var. Bu konuyu biraz açar mısınız?
Yükselişimiz öyle pek kolay olmadı. Altın tabakta sunulmadı. Düğün salonlarında, İstanbul ve Marmaris barlarında çalarak başladık. Çok çalıştık, ard arda albümler çıkardık, ama asıl patlamayı 1998′de “Skalonga” albümüyle yaptık. Albüm, çıkışını takip eden üçüncü haftasında 100.000 adet satış yaptı. 32. Avrupa Erkekler Basketbol Şampiyonası ve Eurobasket 2001’de “On İki Dev Adam” marşını besteledik. Türkiye adeta tek yürek oldu. Bu büyük bir milli duyguydu. O dönemde bizde zirvede tek isim olduk ve kurulduğumuzdan bu yana kariyerimizin en başarılı dönemine yaşadık. 2004 Eurovision Şarkı Yarışması’nda ise Türkiye’yi For Real adlı şarkıyla temsil ettik. Bu şarkı 195 puanla 4. oldu. Türkiye’yi başarıyla temsil ettiğimizi düşünüyorum. Bu arada Avrupa’da yaşayan gurbetci kardeşlerimizin bizi, Türkiye’yi Eurovision’da desteklemesini de unutmadık.
- Kısaca bu güne kadar çıkardığızı albümlerden bahsedelim. Kaç tane oldu. İçerisinde en çok beğendiğiniz hangileri?
Siz çocuklarınızı birbirinden ayırır mısınız? Bizde hepsini aynı değerde beğiniyoruz. Yaptığımız albümlere gelince onları şu şekilde sıralayabilirim. One Last Breath (1993), Holigan (1998), Tam Zamanı Şimdi (2000), Mehteran Seferi (2001), Her Şey Yolunda (2002), US (2004), Athena (2005), İT (EP) (2006), 100 Şerefli Yıl (EP) (2007), Pis (2010) Albümlerin içeriğini ve detaylarını sormayın çünkü sahneden yeni indik yorgunuz.
- Evet…! Sahneden yeni indiniz, yorgunsunuz. Sorularımı kısa tutacağım. Efendim, Hollanda’ ya, ilk kez mi geliyorsunuz, Dünya Festivaline?
Dünya Festivaline mi. Evet. İlk kez.
- Türklerin’de yoğun olarak yaşadığı Rotterdam’da ki Dünya Festivalini nasıl buldunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Daha önce Amsterdam, Rotterdam ve Utrecht’e konserler verdik. Buradaki konserler çok keyfli oluyor. Seyirciler çok güzel eğleniyor. Görüldüğü üzere seyirciler arasında yoğunlukta Türkler’de var. Hepsi çok güzel eğleniyorlar bir birlerine saygılılar, dalaşmıyorlar. Çok güzel bir ortam. Demin geçerken de Mehteran bölüğünü gördük. Konser veriyorlardı, duygulandık, Çok keyfli.
- Biliyorsunuz bu yıl Türkiye ile Hollanda arasındaki siyasi ve ticari ilişkilerinin 400 cü yılı kutlamları yapılıyor. Dünya Festivalindeki konserde bunun bir parçası. Bu konuda ki düşüncekleriniz nelerdir?
Devletler, insanlar arasında ki sevgi saygı ilişkileri çok önemli. Bozulmamalı. Aynı zamanda müzik paylaşımlarıyla pekiştirilmeli. Yolda gelirken arkadaşlar arasında; “Sınırlar sadece yaşam farklılıklarını belirlese diğer hiç bir şeyi sınırlamasa” diye konuştuk. Dileğimizde bu.
- Yogun çalışma temponuz arasında zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Biz çok teşekkür ederiz.
28.05.2012 Rotterdam / HOLLANDA
........................................................................................
Platform Dergisi :
Hollanda Genelinde Dağıtım Yapılan, Aylık Türkçe Dergi
www.platformmedia.nl
Kadın Dergisi :
Hollanda'da Aylık Yayımlanan Tek Türkçe Kadın Dergisi