HOLLANDA TÜRK KURULUŞLARI GELECEKTEN ENDİŞELİ
Hollanda’da aktif çalışmalar yürüten bir çok Sivil Toplum Kuruluşu (STK) son dönemde özellikle Türkiye ve Türkler hakkında çıkan olumsuz yayınlara yönelik Arif Yakışır imzalı bir deklarasyon yayınladı.
Rotterdam-HOLLANDA
20 Mayıs 2016 // Haber Merkezi // 958
Biz Hollanda Türk kuruluşları olarak medyadaki Hollanda Türkleri ile ilgili haberleri ilgi, kaygı, hayal kırıklığı ve zaman zaman da şaşkınlıkla takip etmekteyiz. Tartışmalarda Türkiye’nin uzantısı, muhbir, hoşgörüsüz, gelişmemiş, diktacı ve şiddet yanlısı gibi yakıştırmaların telaffuz edilmesinden oldukça rahatsızlık duymaktayız. Realite ile ilgili çok basit ve yanlış bir görüntü sergilenmektedir. Bunun sonucu olarak da ortalama bir Hollandalının biz Hollanda Türkleri bağnaz ve faşist eğilimleri olan tutucu, gelişmeye karşı, tekdüze ve barbar bir grup olarak görmektedir. Bir etnik grup böylece ‘bizim ideal toplumumuz’dışına itilmekte, hatta böyle bir topluma karşıymış gibi bir algı yaratılmaktadır. Medya, Türk toplumunun kendi konumu ve durumunu farklı, çeşitli ve zaman zaman da çetrefilli olarak yaşayıp tecrübe etmesine rağmen, genellikle olumsuz algıyı pekiştiren veya marjinal fikirlere podyum sunmaktadır. Bunda genel olarak Türk toplumunun kendisiyle ilgili konulardaki tepkisizliğinin de payı olduğu düşünülebilir, ancak sayıları günden güne artan Türk gençleri artık, etnosentrik yaklaşımın ürünü ‘bizim kültürümüz ideal kültürdür ve diğer kültürlerin üstündedir’ gibi söylemleri ihtiva eden tartışmaların tonuna itiraz etmektedirler.
Hollanda Türklerine karşı yapılan hakaretleri kabul etmeyenlerin uyum ve sadakatinden şüphe edilmektedir. An itibariyle artık Hollandalı Türkler için fikir hürriyeti geçerli değildir. Daha da kötüsü, mevcut kampanyaya katılmayanların uyumunda bir sorun olduğu varsayılmaktadır. Gerek kuruluşlara, gerekse fertlere gönderilen yüzlerce nefret e-postalarını değişik medya organlarındaki aşağılayıcı nitelemelerden bağımsız görmek mümkün değildir. Böylesi tepkilerden oldukça kaygı duymaktayız. Hele hele Hollandalı Türklere yapılan fiziksel şiddet içeren saldırılardan sonra kaygımız daha da artmıştır.
Şayet eleştirilecek bir husus varsa bunun gündeme getirilip konuşulması gerekir. Bunlara bir itirazımız olamaz. Hatta bunları tartışmanın toplumumuz yararına olduğunu ve önemsizleştirilmemesi gerektiğini de düşünüyoruz. Ancak bize göre, sorun meselelerin tartışılmasında değil takip edilen metottadır. Basit ve her türlü nüanstan yoksun yaklaşımların toplumların birbiriyle kaynaşmasına değil, ayrışmasına, kutuplaşmasına ve ayrımcılığa hizmet ettiğini düşünüyoruz.
Farklı kültürlerin yakınlaşmasını teşvik etmek, birbirinin hasletlerinden istifade etmek ve kazanımların devralınması içinde yaşadığımız ‘global köy’ için önemliden ötedir. Ümit ederiz ki, yakın gelecekte şimdikinden daha fazla ortak özelliklerimiz çıkış noktamız olur, daha mütevazı, sabırlı, anlayışlı, hoşgörülü, farklılıkların değerinin bilindiği bir toplum olarak birbirimizle düşüp kalkarız. Bizler hep birlikte uyumlu bir toplumu inşa etmek için çaba sarf etmeliyiz. Bizler, burada doğup büyümüş, eğitimini almış ve an itibariyle de önemli pozisyonlara gelmiş gençlerin öncülüğünde bunun için elimizi taşın altına koymaya hazırız. Uyumlu bir toplum için katkısı olacak her girişimi de memnuniyetle destekleyeceğimizin de bilinmesini isteriz.