TARİHİ YARIMADANIN CANKURTARAN’I
Cankurtaran, İstanbul’un tarihi yarımadasında, Sultanahmet’in hemen yanı başında, tarihi dokusu, eski ahşap evlerden oluşan güzel sokakları, otelleri, meydanlarıyla ünlü Fatih ilçesinde bir semttir.
İSTANBUL
16 Eylül 2024 // TogaMedya // 1085 // 2431C //
ASAMIZI ALALIM DÜŞELİM YOLLARA
Cevizli Mahallemizdeki İETT ‘Şehit Şükrü Bayrakçı’ durağına geldim. Durağın arkasında E 5 Otoyolu Cevizli çıkışında ki Dr. Lütfü Kırdan Şehir Hastanesi, Anadolu Adliye Sarayı ve gökdelenler gözüküyor.
Bindim belediye otobüsüne Marmaray’ın Kartal durağına geldim. Gebze-Halkalı istikametine giden trene bindim ve 30 dakika sonra Sirkeci durağına gelince indim.
Cevizli, Can Sokak
ADIM ADIM CANKURTARAN
Sonbahara adım attığımız bu günlerde İstanbul’da havalar çok güzel. Sirkeci’de nerden çıktıkları belli olmayan insanlar kaynıyor. Sirkeci-Kazlıçeşme tren peronuna yürüyorum. Tam tersine burada da hiç kimse yok. 15-20 yolcuyuz toplam. Tren hareket ediyor ilk durakta yani Cankurtaran durağında iniyorum. Karşıma Motel İpekyolu ve Korean-Chinese Restaurant geliyor. Sultanahmet Meydanı ve Ayasofya Camii istikametinden akın akın turist kafileleri geliyor. Yanımdan geçen bir adamı durduruyorum ve Sinem Sanatçısı Erol Taş’ın kahvehanesini soruyorum. “Arkanda duruyor ama yıkıldı” diyor.
Dar ve kıvrımlı sokaklardan geçerek semt merkezine ulaşıyorum. Karşıma Bahaus Hostel, Hotel Alilass, Güleç Konak Hotel ve ahşap binalar çıkıyor. Big Süpermarket’e girip bir küçük şişe su alıyorum. İnci Teras Cafe’nin önünde durup fotoğraf çektiriyorum.
Obelisk Otel’de sonra Arasta Bazaar gözüküyor. Tarihi Kemerin altından geçip tabelada hangi yöne gitmem gerektiğini inceliyorum. İstikamet Sultan Ahmet Camii (Blue Mosque). Meydana geliyorum karşıda Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi tüm güzelliği ile duruyor. Sultan Ahmet Meydanında her ülkeden, her çeşit insandan var.
Mısır çarşısına gitmek için Eminönü, Kabataş tramvayına doğru yürüyorum.
TARİHİ YARIMADANIN CANKURTARAN SEMTİ
Cankurtaran, İstanbul’un tarihi yarımadasında, Sultanahmet’in hemen yanı başında, Fatih ilçesinde yer alan bir yerleşim alanı. Tarihi dokusu, eski ahşap evlerden oluşan güzel sokakları, otelleri, meydanı ve canlı atmosferiyle misafirleri unutulmaz anlar yaşatan İstanbul’un semtlerinden biri.
Marmara Denizi’ne bakan sahil şeridi, tarihi sokakları ve eski yapısını koruyan Cankurtaran, adeta bir zaman yolculuğuna davet ediyor. Dar ve kıvrımlı sokaklarında Sultan Ahmet meydanına doğru yürürken bol bol hoteller ve ahşap yapılar görmek mümkün.
REHBERLER CİRİT ATIYOR CANKURTARAN’DA
Sultanahmet Meydanı ve Ayasofya camii yönünden aşağıya doğru turist kafileleri geliyor. Japonlar ve Endenozyalılar çoklukta. Kafilenin rehberi elinde bir bayrak durduruyor turist kafilesini. Cankurtaran’da bulunan Dede Efendi Müzesi, İshak Paşa Camii ve tarihi sahil surlar hakkında bilgiler veriyor.
EROL TAŞ KAHVESİNİN YERİNDE YELLER ESİYOR
Ben ise Sultanahmet’e doğru yokuş yukarı tırmanıyorum. Yanımdan bir adam geçiyor. “Bir dakika bir şey sorabilir miyim?” diyorum. “Buyur hemşerim” diyor.
Türk sinemasında 600 den fazla filimde oynayan “dünyanın en iyi kalpli kötü adamı” Erol Taş’ın kahvesini arıyorum bir fincan çay içmek için. “Tam önünde duruyorsun. Erol Taş öldükten sonra kahve bakımsızlıktan harabeye döndü ve 2010 yılında yıkıldı. Kahveyi mirasçılarına vermedi devlet, vakıf mı ne almış. Etrafını çevirdiler, arsa olarak öylece bekliyor.
Erol Taş her zaman kovardı beni, yine mi sen geldin, çık ulan bücür dışarı derdi. Tabi ben o zamanlar 13-14 yaşlarında çocuktum. Ne güzel günlerdi o zamanlar dedi Erol Taş’ın komşusu Mardinli Rıfkı. Bana da mekanın yerinde yeller esen arsanın fotoğrafını çekmek kaldı.