BÜYÜKADA’DA Kİ 2. ABDÜLHAMİD HAN’IN YAPTIRDIĞI HAMİDİYE CAMİİ
İstanbul’un o kadar çok gezilecek tarihi mekanları var ki bunlardan biriside Büyükada’da ki 2. Abdülhamid Han’ın 1895’de yaptırdığı Hamidiye Camii
Büyükada-İSTANBUL
30 Ocak 2023 // TogaMedya // 964/2416h
Prens Adaları’nın en güzellerinden biri olan Büyükada’ya Beşiktaş’da ki Kabataş vapur iskelesinden ya da benim yaşadığım Kartal ilçesi vapur iskelesinden gidebilirsiniz. Kartal’dan her yarım saate bir Büyükada’ya feribot var. 25 dakikada adaya ulaşıyor. Özellikle yaz aylarında ve hafta sonu Büyükada’ya gitmek başlı başına bir çile. Sanki tüm İstanbul adalara akın ediyor dinlenmek için. Onun için mümkünse hafta arası en iyisi. Adanın eski nostaljik konumu yok şimdi demek istediğim adada paytonla, atlarla tur atılmıyor onların yerine açık tur otobüslerine biniliyor.
BÜYÜKADA BURAM BURAM TARİH KOKUYOR
Kartal vapuru Büyükada İskelesi’ne demir atıyor. Hemen iskelenin karşısında bir çeşme var, herkes gibi bende çeşmeden kana kana su içiyorum. Sonra yokuş yukarı Büyükada meydanına çıkıyorum. Meydanda tarihi bir saat kulesi var. Arkasındaki binaların tabelasında Beyaz Ev yazıyor, hemen yanı başında Kalamari Hotel ve Hacıbaba Dondurma. Ara sokaklardan ilerliyoruz karşımıza bir Rum kilisesi çıkıyor. Günümüzde kullanılmıyor kapısı kilitli. Hemen köşe başında tarihi bir ahşap bina duruyor. Bir yarısı restora edilmiş diğer yarısı ise maalesef dökülüyor. Biraz daha yukarı tırmanınca karşımıza “Hamidiye Camii, İnşaat Tarihi 1895, Banisi: 2. Abdulhamit Han” tabelası geliyor. Biraz yürüyünce caminin minaresi görünüyor. Ara yol sapıyoruz karşımıza muhteşem ihtişamı ile Hamidiye Camii çıkıyor.
HAMİDİYE CAMİSİ HALK ARSINDA SERVİLİ CAMİİ OLARAK DA ANILIYOR
Caminin havlusunda Mehmet Akif Güler, camii hakkında bilgi veriyor. Eskiden adada yaşayan Rumlar’ın yanında zamanla Müslüman Türkler de yaşamaya başladığından, II. Abdülhamid’in emriyle Büyükada’ya bir camii inşa ettirilir. 1895 yılında adalıların hizmetine açılan Hamidiye Camii, günümüzde halen aktif şekilde kullanılmaktadır. Büyükada’nın merkez camisi olarak kabul edilen yapı, halk arasında Servili ve Büyükada Camii olarak da anılmaktadır diye açıklamada bulunuyor.
CAMİİ BATIDAN ESİNLENEN BİR ÜSLUPLA YAPILMIŞ
Camiinin mimarisi hakkında elimdeki notlara bakıyorum. Osmanlı döneminde Hamidiye Cami, Batı’dan esinlenen bir üslup ile yapılmıştır. II. Abdülhamid tarfından yaptırılan camiinin fiziksel özelliklerine bakıldığında, cami dış cephesinin küfeki taşlarıyla oldukça şık, detaylı ve özenli işlendiği görülmektedir. İlk bakışta klasik cami yapılarından ayrıldığı ve konak görünümünde olduğu farkedilen caminin bazı özellikleri de klasik cami inşasından farklılık göstermektedir. Saçaklarının üzerinde bir korkuluk, sağ tarafında bütünüyle bir kesme taş olan ve böylece yükselen bir minare olması bu durumu açıkca sergilemektedir. İçerdeki son cemaat yerinin üstü, çıtalı ahşap bir tavan ile örtülmektedir. Tavan estetiği, tavan göbeğinin her iki tarafında birer hilal olan sekiz uçlu bir yıldızın kullanılması ile sağlanmıştır. Kadınlar mahfiline son cemaat yerinden merdiven yardımıyla çıkılabilir. Burası, üzeri kurşunla kaplanmış bir tonozla örülmüştür ve sol tarafı sütunla desteklenirken ana mekana bir çıkma halinde uzanır. Camide 1998-2001 yılları arasında restorasyon yapılmıştır.
ADALAR VAPURU KALKIYOR
Hamidiye Camii ziyaretinden sonra sahile inmek için bir yan sokağa sapıyoruz. Büyükada Emniyet Müdürlüğünün önünden geçip ilerliyoruz. Karşımıza eski iki katlı, cumbalı Osmanlı evleri çıkıyor. Bu evlerde hangi beyler paşalar yaşamış acaba kim bilir? Dar bir merdivenden inerek tekrar sahile ulaşıyoruz. Hemen karşıda vapur iskelesi görülüyor. Saate bakıyoruz 16:25 olmuş. Kartal vapuru kalkmak üzere. Hızlı adımlarla turnikelere yetişiyoruz. Büyükada’da zaman su misali ne çabuk akıp gitmiş. Vapura binip İstanbul Kartal’a hareket ediyoruz.