SANAT VE EDEBİYAT SEVERLER İÇİN “TROYA CAFE” AÇILDI
Amsterdam’ın merkezi semtlerinden biri olan Kinkerbuurt’te Troya Cafe ismi adı altında resmi açılışını gerçekleştirdi. Açılışa semt belediyesi yöneticileri, sanatcılar, kültür ve sanat kuruluşları temsilcileri, semtin ve şehrin farklı simalarından kalabalık bir misafir topluluğu katıldı.
AMSTERDAM-HOLLANDA
2 Haziran 2014//Haber Merkezi//399
Kırathane kültürü ve geleneğinden esinlenerek Amsterdam şartlarına uyarlanarak oluşturulan bir plan ve düzenleme ile hayata geçirilen Troya Cafe; okuma kahvesi yanısıra, sanatsal ve toplumsal aktiviteler organize etme, sergiler açma, yeme ve içme , dinleti, sohbet ve eğlenme imkanı olan interkültürel bir mekan işlevi görecektir.
Gönüllülerin, destekcilerinin, dostlarının katkısı ve desteği ile hizmetini sürdüren ve sürdürecek olan Troya Cafe; geçmişde edebiyat agırlıklı çalışmalar gerçekleştiren Stichting Troya’nın sürekli ve çok yönlü yeni bir toplumsal hizmetidir.
Saat 17ç00 sularında resmi açılışı takdim eden Mehtap Gürsel hanım misafirlere hoş geldiniz dedikten sonra açılış konuşmasını yapmak üzere mikrofonu Troya vakfı’nın başkanı Ahmet Yalçın Yıldırım’a uzattı. A.Y.Yıldırım, Neden Troya? Neden Troya Café ? sorusuna cevap verek başladı. Troya ve Troya Atı; tarihde her ne kadar Anadolu medeniyeti ile Greek-Yunan ve Balkan medeniyetleri arasındaki hegomanya çatışmasını ve bu çatışma ve hakim olma kavgasının savaşlara neden olduğunu, her ne kadar Troya Atı savaşı, savaş hilesini hatırlatıyor olsa da, esasında savaşın kazanının ve kaybedenin olmadığını, şiddet yerine barışın ve hoş görünün hakim olması, farklılıklara saygı ve empatinin zorunlu olması gerektiğini bizlere hatırtlattığı için tersden okunması gerekiyor dedi.
Troya ve logolarındaki Troya Atı’nın Doğu kültürü ile Batı kültürünün kaynaşmasının bir sembolü durumunda olduğun bilinmesi gerekir dedi. Yaşadığımız toplumda; kutuplaşmaya değil birleşmeye, tanışmaya, birbirimizden öğrenmeye ihtiyaç duyulduğunu çok kültürlü bir şehir olan Amsterdam’da amaçlarının ortak yaşamı teşvik etmek ve desteklemek olduğunu, tamamen kendi insiyatifleri ve çabaları sonucu olarak açtıkları bu mekanla da toplumun her kesmine açık olduklarını ve hizmet vermek istediklerine değindi.
Yıldırım devamla; kapılarının her renkden edebiyat ve sanat seven herkese açık olduklarını; gerçekde “gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane!” şehir yaşamında yanlızlığa, haksızlığa, dışlanmışlığa uğrayan insanların mutlaka sohbete ihtiyaçları var. Troya cafe bu insanlara imkan sunmaktadır. Sohbet etmek ve eğlenme, felsefi, dini, tarihi, edebi, sanatsal, kültürel ve güncel kitapları almak okumak, değiş tokuş yapmak isteyen, okuyan, araştıran, yazan insanlarla buluşup tanışmak, konuşmak bilgilenmek, bildiğini paylaşmaya niyet etmek arzusunda olan, yemek içmek tanışmak eğlenmek isteyen herkese uygun bir mekan tasarladıklarını ve bu tasarımı hayata geçirmek için özverili ve idealist bir çaba harcadıklarını anlatan başkan devamla bu mekanın Amsterdam ave insanlığa hayırlı olmasını dileyerek konuşmasını açılışa katılan Amsterdam West bölgesi yönetiminden bayan Fenna Ullincki’ye bıraktı.
Bayan Ulincki; Anladığım ve gördüğüm kadarı ile anlaşılıyorki, tamamen kendi imkanları ile açılan böylesi bir mekan semtimize renk ve heyecan katacak. Her ne kadar belediyelerin bütcelerinde kısıtlamalarda olsada, toplumsal hizmet veren ve vermek isteyen her girişime ve çabaya destek verediklerini söyleyen bayan Ullincki Troya Café’ye başarılar diledi.
Proğram müzikle devam etti. İki yaşlı Amerikan müzisyen, biri bas gitaris diğeri klarnetci kendi istekleri ile sahneye çıkıp üçretsiz olarak dinleti müziği yaptılar. Onları takiben Veli Yıldırım saz ile bir solo yaptı.
Şehrin göbeğinde ve Kinkerstrat’a paralel bir sokakda köşe başında geniş ve ferahlatıcı bir havası olan Troya Café kısa zamanda ilgi ve önemli bir ugrak odağı olacağını söyleyebiliriz.
Yazarlarla sohbet, kitap tanıtma, imzalama, farklı kültürlerden ve dallardan müzisyenleri dinleme, yanısıra toplantı yapma, eğlence organize etme, workshop, kurs düzenleme imkanları olan bu mekan; sanatcılar ve sanatseverlerin buluştuğu bir mekan olma iddiası yanı sıra semt sakinlerin sürekli takıldığı bir lokal olarak daha şimdiden Amsterdam yaşamını renklendirmeye başladı bile.
Kültürel, yazınsal ve sanatsal çalışmalardan haberdar olmak, katılmak, katkı vermek, gönüllü hizmette bulunmak isteyenlere açık olan cafe, ilginizi ve desteğinizi ve katkınızı eklemektedirler.