|
-KÜTAHYA "TOGA'DAN YOL HİKAYELERİ"
Makale: Mustafa TOGA 3-6 Temmuz 2014 / Haber : 431 Bu seferki gezimiz çinileri ile meşhur Evliya Çelebi'nin memleketi Kütahya. Anadolu' da ki beş şehrin ortasında bulunan Kütahya deyince aklımıza başka neler geliyor. 46 bin öğrencisi bulunan Dumlupınar Üniversitesi, Porsuk ırmağının çıktığı topraklar, Kurtuluş Savaşına damgasını vuran 30 Ağustos Dumlupınar Meydan Muhaberesi, 6 bin askerin eğitim gördüğü Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı, Kütahya Porselen ve Güral Porselen, Tarihi Kütahya yapıları, Eski camiler, Hisar Kalesi, kaplıcaları ve Sevgi Yolu... Sabah saat 10:00 da çıktık yola. Daha önce bilgisayardan yol haritasının krokisini çıkardık. Kilometre olarak 269 km ve zaman olarak 3 saat 44 dakika diyor. Yol güzergahı Uşak Organize Sanayii'den ayrılıp Gediz üzerinden gidelim, dönüş ise Aslantaş, Dumlupınar üzerinden olsun dedik. KÜTAHYA'YA GİDİŞ İzmir - Ankara Otobanı (Asfaltı) çift gidiş, çift geliş akıyor yağ gibi. Kula'yı geçince dağları tırmanmaya başladık. Salihli'de rakım 150 ama Uşak'a yaklaştıkça başladı serinlik. Rakım 900 leri buldu. Yol kenarındaki çam ormanlarının arasından üfül üfül serinlik esiyor. Uşak Organize Sanayi girişinde ki yol ayrımında saptık Gediz istikametine. Yol tek gidiş geliş ve dar. Tek tük arabalar gelip geçiyor. Yol sakin bu demek kaza riski çok az. Yol Gediz ırmağı vadisi boyunca gidiyor. Kavşaklar da az da olsa akan suyu görebiliyoruz... Dağlar ağaçlık. Doğa burada cömert yeşilin her tonunu görebiliyoruz. Küçük küçük hektarlara bölünmüş ekin tarlalarıyla karşılaşıyoruz. Bagzı tarlalar biçilmiş herhalde onlar arpa çünkü buğdaylar daha geç biçiliyor. Ama tahıllar güçsüz boyları 40 cm geçmiyor. Dönüme ancak 70 kg mahsul ancak verir çok az fakat Gediz ovasında, Nazilli ovasında dönümde 600 kg'e kadar kaldıranlar oluyor. Karşıdan Kütahya-Gediz-İzmir yolcu otobüsleri gelip geçiyor. Hep yokuş yukarı tırmanıyoruz. Tırmanma bitiyor, düz bir platoya geldiğimizde GEDİZ İlçesini yaklaşıyoruz. Ana yoldan ayrılıp şehrin içine sapıyoruz. Durup bir süpermarketten alış veriş yapıyoruz. Nüfusu 21.000 ve bizde bırakan ilk intiba yeşili bol pırıl pırıl bir şehir. Birkaç fotoğraf çektirdikten sonra fazla durmuyoruz. Çavdarhisar istikametine doğru yolumuza devam ediyoruz. Emet, Hisarcık, Eskigediz tablasının önünde durup fotoğraf çektiriyoruz. Aklımıza Eskigediz içeride kalıyor. Gediz depremi geliyor akla. 1970 yılında Gediz depreminde çok büyük acılar yaşanmıştı. 1.086 kişinin öldüğü söyleniyordu. 3.500 ev tamamen yıkılmış ve 10.600 den fazla bina hasar görmüştü. Bu acılarımız tazelendikten sonra tekrar tırmanmaya başlıyoruz. Bazen yol çift geliş gidiş oluyor ama çok geçmeden tekrar tek yola düşüyoruz. Derken uzaktan Çavdarhisar görülüyor. Baldız Semra'nın oğlu Mehmet Eren Keskinoğlu Tavukçuluk Şirketinde Çavdarhisar'da 2 yıla yakın çalışmıştı. Hiçte memnun değildi. Şimdi Denizli'ye bölge müdürü olarak atandı. Ana yoldan ayrılıp 2 km kadar sonra şehre giriyoruz. İç Anadolu'nun tenha yerlerinden birisi. Yani mahrumiyet bölgesi Nüfus 2.500 civarında. Bir iki fotoğraf çektikten sonra daha fazla durmayıp Hacıkebir kasabasına doğru ilerliyoruz. Burada yol kenarındaki ağaçların gölgesinde durup öğle yemeğimiz yiyoruz. Yemek dediğimde yol azığı. "Yolcu yolunda gerek!" deyip toparlanıp devam ediyoruz. Dağlar bozkır, ağaçsız. Tırmanıyoruz habire tırmanıyoruz. Kütahya 30 km diyor az kaldı diyoruz. Son 15 km de yol çalışması var. Duble yol yapılıyor. İnişe geçtik artık. Arabanın otogazı bitiyorum sinyalları vermeye başlıyor. Buralar dağ başı benzinlik filan yok, dikkatli olmak lazım. Yokuş aşağı olduğu için fitesi boş alıp akaryakıttan tasarruf ediyorum. Afyon kavşağına gelince Kütahya'nın tabelasını görüyoruz. Arabayı durdurup hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. Kütahya'nın Nüfusu 228.000 ama Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığında 6.000 asker, Dumlupınar Üniversitesinde 46.000 öğrenci bulunuyor. Şehir için büyük bir ekonomik getiri sağlıyorlar deyim yerindeyse "Bacasız Fabrika" çünkü Kütahya Porselen ve Güral Porselen'in dışarısında bir ağır sanayi yok. ÇİNİLERİN BAŞKENTİ KÜTAHYA Sabah kahvaltısından sonra şehri biraz gezelim diyoruz. Nereden başlamalı? Üniversitesinden. Atlıyoruz arabaya şöyle 10 km kadar Tavşanlı-Balıkesir istikametine doğru gidiyoruz. 700 dönüm içerisindeki Dumlupınar Üniversitesi sınırlarına ulaşıyoruz. Rehberimiz Hüseyin Altınata. Doğma büyüme Kütahyalı. 17 sene Salihli'de yaşamış ama yapamamış memleket toprağı geri çağırmış, dönmüş gelmiş baba toprağına. 12 yıldır da Üniversite personeli olarak çalışıyor. Üniversite alanı geniş arabayla dolaşıyoruz. Şurası Tıp Fakültesi, burası Fen-Edebiyat Fakültesi işte orası Rektörlük binası diyerek detaylı bilgiler veriyor. Fotoğraflarını çektiğimiz üniteleri şöyle sıralaya biliriz. Dumlupınar Üniversitesi Olimpik Yüzme havuzu, Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Kredi Yurtalar Kurumunun Öğrenci Yurtları, Özel Başaran Koleji ve Antik Tiyatro salonu, Hüsnü Özyeğen 2000 kişilik Kız-Erkek Öğrenci Yurdu, Yabancı Diller Yüksekokulu binalarının inşaatı, Dumlupınar Üniversitesi Üniversitenin 4000 kişilik Camisi, Üniversitenin oturmuş olduğu 700 dönüm alanda içinde sazan balığı bulunan 4 adet irili ufaklı yapılan suni gölden biri, Toplam 46.000 öğrencisi bununan Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörlük binası, Bedesten Öğrenci kantini ve Personel Yemekhaneleri, Eski Rektörlük binası + Sürekli Eğitim Merkezi. Üniversite ziyaretinden sonra Eskişehir yolu üzerindeki KİPA'nında içinde bulunduğu Kapalı Alış Veriş Merkezine (AVM) gidiyoruz. Kütahya'ya yakışmış daha doğrusu bir eksiğini kapatmış. Açık park alanında yüzlerce araba var. Tersata birer kahve içtikten sonra çevre yolundan dolaşıp şehrin içine doğru hareket ediyoruz. Önce eski Kütahya yerleşim alanından başlayalım diyoruz. Buram buram tarih kokuyor. Evrelin çoğu SİT alanında korunuyor. Şahıs malı olduğu için restora edilememiş çoğunluğu harabe halindeler. Yardım eli bekliyorlar. Kalesine çıkıyoruz buraya burada Kütahya Kalesi değil sadece "Hisar" diyorlar. Yine fotoğraflar çekiyoruz ve altlarına aşağıdaki notları düşüyoruz; Afyon girişinde ki Yunus Emre Mahallesi Çinili Camii, Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanlığı girişindeki Kartal heykeli, Eski ayakkabı tamirciler sitesi, Kapan altı kuyumcular çarşısı, Çarşıdaki eski Kütahya hanları, Dönenler Camisinin Semazen (Mevlana) heykeli, Kütahya Müzesi, 1033 yıllık Tarihi "Ulu Camii", Ulu cami şadırvanı, Kütahya "Hisar Kalesi", Kütahya'nın meşhur çinileri, Hisar "Kütahya Kalesi", Sevgi Yolu'ndaki özgürlük heykeli "Kütahya'nın amblemidir", Kütahya'nın sembollerinden şehir merkezindeki "Çinili Vazo", Eski belediye binası yerine yapılan park içindeki Kütahya'nın Efesi heykeli, Kütahya Saat Kulesi, Atatürk'ün ilk Kütahya'ya geldiğinde kaldığı ev "Halkbank restora ettirmiş", Kütahya Vergi Dairesi, Öz Kardeşler Fırını, 2001, 2002 ve 2003 doğumlu 3 akraba çocuğu Süleyman Şanlı, Ali Osman Altınata, Okan Toga. Temmuz ayı olmasına rağmen Kütahya serin. İyi ki paltolarımızı almışız. Emekliler kenti Kütahya da yazın üç aylığına ev kiralayıp yaşamak var diyorum. Haşhaşlı ekmeği ve Hamursuz ekmeği meşhur. Tavşanlı'nın 41 çeşit leblebisi burada satılıyor. Kütahya stadyumu şehrim merkezinde kalmış ve bakımsız. Herhalde Kütahyaspor'un amatör liğde oynamasından kaynaklanıyor sanırım. Sarılara boyanmış Tren istasyonu hala tarihi yapısını koruyor. Kütahya halkının çoğunluğu mutaassıp. TBMM 5 milletvekili gönderiyor zaten beşi de AK Partili. Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu gibi ondan önceki üç halefi de AKP'liymiş. Kütahya, Anadolu'daki muhafazakarların kalesi durumunda. Her yerde ünlü Türk gezgini Kütahyalı Evliya Çelebi'nin izlerini görebilirsiniz. Devlet hastanesini adı bile Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak geçiyor. KÜTAHYA'DAN DÖNÜŞ Planladığımız gibi dönüş güzergahını Altıntaş üzerinden gerçekleştiriyoruz. Amacımız Kurtuluş Savaşında bu vatan için canlarını vermiş Mehmetçiklerin şehit abidelerini de görmek böylece. Duble yol altımızdan karayılan gibi akıp gidiyor. Allah devlete millete zeval vermesin diyoruz. Tüyü bitmemiş yetim hakkı vergilerden toplanan paralarla yapılmış bu yollar, köprüler, tüneller. Kütahya'dan 40 km kadar sonra Kütahya 80. Yıl Cumhuriyet Ormanını geçtik, Afyon-Ankara kavşağına geldik. Kavşakta biz Altıntaş-Uşak istikametine sapıyoruz. Duble yol devam ediyor biraz gittikten sonra Altıntaş'dayız. Nüfus tabelasını görünce hayal kırıklığına uğruyoruz. Gözümüzde dağ gibi büyüttüğümüz Altıntaş 5.500 nüfusa sahip. Demek ki iş sahası yok. Yetişen gençlik duramamış, barınamamış doğup büyüdüğü baba ocağında, ekmek için yaban iller gitmiş. Gidende oralara kök salınmış ki geri dönmemiş. Şehre girmiyoruz çevre yoldan Dumlupınar'a doğru ilerliyoruz. İlk önce karşımıza Zafertepeçalköy şehitlik abidesi çıkıyor ama uğramıyoruz buraya. |
|