|
-ÖREN-ALTINOLUK "TOGA'DAN YOL HİKAYELERİ"
Tatil denince bende 5 gün. Ben böyleyim işte, ilk kez gittiğim bir tatil beldesi de olsa otel motel fark etmiyor 5 gün sonra sıkılmaya başlıyorum. Çevredeki güzelliği, tarihi mekanları, denizi, doğayı görüp gezmek yetiyor bu süre içerisinde. Başka bir yere gitmek istiyorum. Başka şehirler görmek istiyorum. Uzun bir süre kalıpta doyacağıma tadı damağımda kalsın istiyorum. Bu yüzden yurt içiminde olsun yurt dışı gezilerimde seyhaat rezarvasyonlarımı 7 günden fazla yapmıyorum. 10-15 günlük turlar fazla geliyor. İlk gün varış son gün dönüş geriye kalan beş gün de bana yetiyor. Yurt içinde ve yurt dışında kaldığım-gördüğüm yerlerden bir kaç tanesi: Marmaris, Bodrum, Kuşadası, Altınoluk, Erdek, Mersin, İstanbul, Ankara, Gaziantep, Diyarbakır, Erzurum, Trabzon-Zigana köyü, Hollanda- (Rotterdam, Amsterdam, La Hey), Belçika-(Brüksel, Gent, Anvers, Liege, Bastogne, Mons, Beringen, Overijse, Tienen), Lüksenburg-Lüksenbrug, Almanya-(Hamburg, Münih, Düsseldorf, Hannover, Kassel, Saarbrücken, Trier, Frankfurt, Osnabrück, Schwarzenberg), Avusturya- (Salzburg, Viyana, Graz), Bulgaristan- (Sofia, Harmanlı), Sırbistan- (Belgrad, Niş), Hırvatistan-Zagrep, Slovanya-Lubjana, Romanya-Arad, Yunanistan- (Igoumenitsa, Selanik, İskeçe), Macaristan- (Budapeşte, Szeged), İtalya-Brindisi, Fransa- (Paris, Strasburg), İsviçre- (Basel, Lozan), İspanya- (Barselona, Salou), İngiltere- (Londra, Canterbruy) TATİL BAŞLIYOR Beş gün Eğe'nin kuzeyindeki tatil beldelerindeyiz. Gideceğimiz son noktanın uzaklığı 274 km yani Balıkesir'e bağlı oksijen kaynağı Kazdağları ile ünlü Altınoluk 3 saat 18 dakika sürüyor. Tatil beldesine giderken yol güzergahında göreceğimiz şehirler, yerler, ovalar, dağlar sırasıyla: Gölmarmara-Akhisar- Kırkağaç-Soma-Kınık ovası-Bergama- Dikili-Altınova-Ayvalık-Gömeç-Karaağaç-ÖREN-Burhaniye-Edremit-Akçay-Güre-ALTINOLUK. Dönüş yolculuğunda ise Bergama kavşağından ayrılıp Çanakkale-İzmir otobanı güzargahında Yenişakran-Hacıömerli-Aliağa-Menemen daha sonra Emiralem istikametinden Manisa- Aşağıçobanisa-Turgutlu-Derbent-Akçapınar-Ahmetli ve SALİHLİ. ÇÖKELEK KÖYÜNDEN HAREKET Hareket saati 07:00. Önce Çökelek Köyü'ne uğrayıp çiftlikteki dondurucuda duran bir bidon dolusu taze yaprak salamurasını aldık. Altınoluk Avcılar’da yazlıkları olan eski bir ahbabımıza hediye olarak götüreceğiz. Bintepeler vardığımızda saate bakıyoruz 07:30 u gösteriyordu. Kazasız belasız hayırlı yolculuklar diliyoruz. Akhisar-Kırkağaç-Soma-Bergama ve Dikili’yi geçtikten sonra küçük bir sahil kasabası olan Altınova'nın kabristanlığının karşısındaki piknik alanında bir pohça yeyimi kadar dinleniyoruz. Sağ tarafta tatlı su balık çiftliği var. Bir sürü havuzlarda boy bol balık yetiştiriliyor. Tarlalara bakıyoruz Ayvalığa kadar Ayçiçeği (Kamber/ Günabakan) yetiştiriliyor. Benim bildiğim Ayçiçeği denince uçsuz bucaksız Trakya ovası gelir akıla. Susuz arazi bitkisi demek ki buralarda da yetişiyor. Diğer bir ağaç türü ise çok su istemeyen zeytin. Buraların dağına taşına zeytin ekilmiş. Bazıları 150 seneden daha fazla yaşlı olan zeytin ağaçları bu bölgenin ana gelir kaynağı olmalı. Ayvalık sadece yazın tatilcilerin uğrak yeri değil aynı zamanda zeytin cenneti. Bu bölgede haliyle zeytin yetişiyor. Çoğu küçük işletmelerde kendi el merdanalerinde yani ilkel makinelerde sıkılıyor, süzme zeytin yağı çıkartılıyor. Sofralık zeytinler ise işleniyor, paketleniyor. Ayvalık-Edremit toprağını sıksan üretim çıkıyor. Zeytinyağı, sabun, ahşap ürünlere kadar her şeyi yerinde bulabilirsiniz. Burhaniye şehir merkezine girince Ören tatil beldesini gösteren tabela hemencik dikkat çekiyor. Eğe Denizine doğru rotayı kırıyoruz. Enver Güreli Caddesinde 5 km kadar ilerliyoruz sağ tarafta Balıkesir Üniversitesi Burhaniye Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu karşınıza çıkıyor. İlk trafik lambasında yol çatallaşıyor. Bir direk gidiyor diğeri dönüyor. Önümüzdeki araba sağa dönüyor bizde arkasından. Burada zeytin ağaçları arasına serpiştirilmiş yazlıklar var. Tabelada Ören Açık Hava Tiyatrosuna gider yazıyor bizde takip ediyoruz az sonra zeytin ağaçlarıyla dolu bir yolun sonunda karşınıza çıkan masmavi bir koy Artemis Ören. Buranın kumsalı çok geniş belki 300 metreden daha geniş. Deniz dalgalı fazla insan yok plajda. Ören zaten başlı başına yeterince güzelken, Artemis Koyu’nun muhteşem doğası da bu güzelliği taçlandırmış vaziyette. Uzun ve taşlık bir gezi parkuru da var plajın. Körfezin karşısında Kazdağların eteğindeki Altınoluk beldesi gözüküyor. "Ören'in gezilip görülecek neleri var?" diye soruyoruz. "İskeleye gidin" diyorlar. Tarihi ören kalıntıları da var. Şehir merkezinde Pegassus atı, vazolar ve çömleklere karşılaşırsınız. Arabamızı Ören Örtur Evler’inin önündeki bir ağacın altına yani gölgeye park edip çarşı merkezine doğru ilerliyoruz. İnsanlar ağaçların altına oturmuş dinleniyorlar. Uzun bir sahille karşılaşıyoruz. İskeleye ve plaja merdivenlerle iniliyor. U şeklindeki koyun karşı sahillerindeki kumsallar ve yazlıklar görülüyor. Plaj ise çok kalabalık iğne atsan yere düşmez. Tabi bunda 3 günlük Ramazan Bayramı tatili ve Cumartesi olmasının da etkisi var. Denize girmiyoruz ama ağaçların gölgesinde bir kaç saat dinleniyoruz. Ören’de Akçay gibi iç turizm dönük ama bizim çok hoşumuza gidiyor. (Not: Bundan sonrasını anlatmayacağım çünkü 2013 yılında yapmış olduğumuz seyahat ta buraları anlatmıştım. Toga’dan Yol Hikayeleri ‘Altınoluk-Akçay’ya bakınız!) ALTINOLUK'TAN DÜNÜŞ YOLCULUĞU Bergama kavşağına gelince arabanın rotasını İzmir istikametine çeviriyoruz. Karşımıza Zeytindağ ve Çandarlı ilçelerinin tabelaları geliyor biz her iki sinede sapmıyoruz. Daha önce bir kaz kez Çandarlı'ya gidip gelmiştim. Büyük amca Mustafa İzmirlioğlu'nun burada yazlığı var bu yol üzerinde gelip geçerken eğer zamanımız olursa bir kaç saatliğine uğrayıp ziyaret ediyoruz. Çandarlı pek gelişmemiş. İzmir'in sapa bir köşesinde kalıyor, kalesinden başka gezip görülecek bir tarihi mekanı da yok. İzmir'in Aliağa İlçesine bağlı börekleri ile ünlü Yenişakran belediyesine geliyoruz. Durmadan devam ediyoruz ve Hacıömerli’den sonra oldukça rüzgarlı bir havası olan Aliağa ilçesine ulaşıyoruz. Cumhuriyetin ilk yıllarında küçük bir bucak olan Aliağa, Demir Çelik ve Petro-Kimya sektörünün ağırlıkta olduğu sanayinin kurulmasıyla birlikte hızla gelişerek, Ege’nin nüfus çeken bir sanayi merkezine dönüşmüş şu an nüfusu 80 binin üzerinde seyrediyor. Çanakkale-İzmir otoyolu şehrin tam ortasından geçiyor. Denize sıfır geçen yolun alt tarafına belediye park yaptırmış. Açık limana demirlemiş gemileri görüyoruz. Park alanına girip biraz duruyoruz. Sahil boyunca yürüyoruz. Bir birbuçuk metre yüksekliğinde ki dalgalar sahile vuruyor. Karşıda Aliağa petrol tesisleri görülüyor. İzmir’e pek uzak olmaması, denizi ve Petrol tesislerinde iş potansiyeli bulunmasıdan Aliağa çekici geliyor insana. Yol kalabalıklaşıyor. İzmir'in yoğun tarfiğinde ilerlemeye çalışıyoruz. Yolda Foça ve Yeni Foça tabelelarını görüyoruz. Ana yoldan saptıktan sonra bir 10 km kadar gitmek lazım tabi biz bunu yapmıyoruz. Menemen'e varınca yol ayrımından Emiralem-Manisa istikametine yöneliyoruz. Yol birden tehnalaşıyor. Buraya duble yol yapılmış ama birinci sınıf bir yol dense yeri var. Tek eksiği pek kullanılıyor olmaması. Manisa'ya kadar 179 taşıt saydık Aliağa Menemen arasında ise belki on bin taşıt gördük diyebilirim. Manisa’nın dışına Akhisar istikametine Otogar yapılmış ama daha açılışı yapılmamış. Otogarın önünden Turgutlu istikametine sapıyoruz. Aşağıçobanisa’ya gelince 3 tane akaryakıt istasyonunu yan yana görüyoruz. Otogazda rekabet var. En sonuncusunda durup tankı fulluyoruz. Burada öbek öbek sular birikmiş yollarda. Demek ki Ağustos da olsa yağmur yağmış. Ankara asfaltına çıkıp Turgutlu’ya giriyoruz. Derbent kasabasına varınca meşhur Mesut’un Yeri’nde ekmek arası köfte yiyoruz. Burası kamyoncuların yeri ama herkes uğrayıp karnının doyurabiliyor. Fiyatlar çok cazip birde adı çıkmış. Derbent’ten Akçapınar’a doğru rampadan aşağı sallıyoruz arabayı. Doğa harika, manzara çok güzel. Sağ tarafta yem yeşil ormanlarla kaplı Boz dağlar sol tarafta ovayı baştan başa üzüm bağları kaplamış. Ahmetli’ye geliyoruz. Nüfusu 10.100 kişi. Turgutlu ile Salihli arasının sıkışmış çiftçilikle geçinen küçük bir ilçe sürekli göç veriyor. Salihli 18 km yazıyor Sart’a yaklaşıyoruz. Artık Salihli sınırları içerisindeyiz. 1 Nisan 2014 de Manisa Büyükşehir olunca Salihli’de bundan nasibini almış. Yeni yasaya göre köylerde artık ilçelerin birer mahallesi sayıldığı için 98.600 olan şehir nüfusu tabelada 156.000 olarak değiştirilmiş. Ne yapalım vatana millete hayırlı uğurlu olsun.!
|
|