SU HAYATTIR, SUYUN KIYMETİNİ SUSUZ KALINCA ANLIYORUZ

     Gediz Havzası Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma Çevre ve Kalkınma Vakfı Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri, Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında Menemen’de düzenlenen su çalıştay’ında bir araya geldiler.

    Sinema sanatçısı Filiz Taçbaş’ında katıldığı etkinlikte konuşan Gema Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu, Gediz Nehri’nde yaşanan ve her geçen gün artarak devam eden kirlilik ile iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle yaşanan su kıtlığının endişe verici bir noktaya geldiğini söyledi.

Gema Vakfı Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu,” Gediz havzasında yaşanan ve her geçen gün artarak devam eden kirlilik 1990 yılından itibaren başladı. Murat ve Şaphane Dağları’ndan doğup, Foça ile Çamaltı Tuzlası arasından İzmir Körfezi’ne dökülen Gediz Nehri’nin 401 kilometrelik gizemli yolcuğu temiz başlıyor, kirli akıyor. Gediz Nehri artık bölgeye bereket değil zehir saçıyor. Kula tabakhaneleri çok eski bir sistemle faaliyet gösteriyor. Atık Su Arıtma tesisleri de yok. Burası volkanik bir arazi ve atık sular bir havuza ve oradan da direk yerin altına gidiyor. Ayrıca Battaniye Fabrikası’nın da Atık Su Arıtma tesisi yok. Yerin altına bırakılan bu atık sular, Salihli’ye kadar olan güzergâhta tüm yer altı sularını kirletiyor. Akhisar Zeytin Organize Sanayi Bölgesi, Turgutlu, Bağyurdu, Muradiye Organize Sanayi Bölgeleri’nin Atık Su Arıtma tesisleri de yok Salihli, Ahmetli, Urganlı, Turgutlu, Kemalpaşa, Saruhanlı ve Akhisar’da organize Sanayi bölgelerinin dışında kalan ve Atık Su Arıtma Tesisleri olmadığı için 40’a yakın işletme ve fabrikaların kimyasal atık suları Gediz Nehrine akıtılıyor. Manisa ve İzmir Organize Sanayi Bölgelerinde faaliyet gösteren İşletme ve Fabrikaların bıraktığı kimyasal kirlilik Gediz Nehri’ni bitirdiği gibi Gediz Deltasını da etkisi altına almış durumda. Menemen Çevre Sahil Su Balıkçılık Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Ildız’ın, Gediz Nehri’nde yaşanan ve her geçen gün artarak devam eden kirliliğin Gediz Deltasında da endişe verici boyuta geldiği belirtmesi üzerine tekne turu ile Gediz Deltasında incelemelerde bulunduk. Gediz Nehri Menemen Maltepe Köprüsü kapkara. Gediz deltasında söğüt dalları nehrin kıyılarını kaplamış. Dalların temizlenmesi gerekiyor. Menemen Çevre Sahil Su ürünleri Kooperatifi başvuruda bulunmuş,  İzmir Büyükşehir temizlemeyi kabul etmiş.  Sit alanı olduğu gerekçesiyle Doğa Koruma ve Milli Parklar 4. Bölge Müdürlüğü ağaç ve dalların temizliğine karşı çıkmış. Bunun Çözülmesi gerekiyor. Gediz deltasında 26 yıl önce gelmiştim. Nehirde Köprü yoktu. Çok iptidai teleferik vardı. Nehirden karşı karşıya geçiyorlardı.  Gediz kenarında balıkçı barınakları vardı ve balık tutuluyordu. Sonra Balıkçılar adada barınaklar kurdular. Enson Büyükşehir bugünkü barınakları yaptı.  Gediz nehrinin döküldüğü yerden su an İki kilometre sonra balıkçılar açık denizde balık tutuyorlar. 500 balıkçı ailesi balık tutarak geçimini sağlıyor. Nehir içinde bir adet balık yok. Gediz Nehri çok kirli, Leş gibi kokuyor.  Sorumlusu kim. Doğal ve Milli Parklar 4. Bölge Müdürlüğü’ mü? Ege Üniversitesi’ mi? İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘mi?  Balıkları avlayan Balıkçılar kooperatifi’ mi? kim. Hukuk ve Mahkemeleri mi? Ülkemizi ve Gediz Nehrini ne hale getirdik. İdareyi Balıkçılara Su Ürünleri Kooperatifine bırakalım. Bakanlık ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve TBMM kanun çıkartsın.  Kontrolü İzmir Büyükşehir Belediyesine bırakın ”dedi.

  Gema Vakfı Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu , “Ege bölgesinde tarımsal sulama ve balıkçılık yönünden önemli bir yere sahip olan Marmara Gölü, iklim değişikliği ve kuraklık, vahşi sulama ve sulama sezonlarında yapılan yanlış planlama nedeniyle geçen yıl tamamen kurudu. Üç yıl önce sular ile kaplı olan göl sahası bugün tarım arazisine dönüştürüldü. Hani derler ya su hayattır, Ancak suyun kıymetini susuz kalınca anlıyoruz. Ege bölgesinde tarımsal sulama ve balıkçılık yönünden önemli bir yere sahip olan Marmara Gölü’nün durumu ortada yazık ”dedi

Gema Vakfı Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu, ”Ege bölgesinde tarımsal sulama ve balıkçılık yönünden önemli bir yere sahip olan Marmara Gölü, iklim değişikliği ve kuraklık, vahşi sulama ve sulama sezonlarında yapılan yanlış planlama nedeniyle tamamen kurudu. Gördes Barajı yapılırken ne yazık ki Marmara Gölü düşünülmemiş ve kaderine terk edilen Marmara Gölü dört yıl içeresinde bugünkü konuma geldi. Oysa Protokole göre Gördes Barajı’ndaki suyun yüzde 60’ı İzmir Büyükşehir Belediyesine içme suyu olarak verilmesi, yüzde 40’ı Marmara Gölüne verilmesi gerekiyor. Maalesef Gördes Barajı’ndan Marmara Gölü’ne hiç su gelmiyor. Kuruması ile birlikte Marmara Gölü kenarındaki Tekelioğlu hariç diğer köylerde yaşamını çiftçilik yaparak sürdüren çiftçiler tarafından tarım arazisine dönüştürüldü. Manisa Valiliği, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü arasında iş birliği protokolü imzalandı. Protokol gereği 2023 yılının başından itibaren Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne devredildi. Burada en büyük sorumlu DSİ Genel Müdürlüğü ve İzmir DSİ 2.Bölge Müdürlüğüdür. Geçen yıllarda DSİ Genel Müdürlüğü ile bire bir görüşmelerde bulunarak Yeşilkavak, Kabazlı, Yenipazar, Gümüş, Çakallar, Kurşunlu, Tabak, Sart ve Ahmetli derelerinin kapalı sistemle götürülüp, Ahmetli’ye yakın bir yerde cazibeli sistemle Marmara Gölü’ne aktarılmasını talep etmiştik. İzmir DSİ 2.Bölge Müdürlüğü Bozdağ’dan akan Ahmetli, Sart, Tabakçayı, Kurşunlu, Gümüş çaylarının suları yapılacak olan regülatörler vasıtasıyla mevcut Kendirlik Besleme Kanalı üzerinden göle getirecek. Ancak bu projenin hazırlıkları iki yıl sürecek. İhalesinin de yapıldığı belirtilmekte. Proje hayata geçirilirse göle 25 milyon metre küp su verilmiş olacak ”dedi.