|
HASAN ULAŞ HASAN ULAŞ Ezel vakti, bezm-i elestte doğdum. O meydanda bende, istedim âşkın belâsını siz gibi. Faninin hesabına göre oluyor Otuz iki sene kadar dünyaya göçeli. Pek dilbaz sayılmaz meşrebim ama sükûtum da ikrardan değildir. Diyeceğim varsa kaleme dedirtir, sineye çekerim kendimi. On beş seneyi geçti, böyleyiz. Böyle bulduk hayat ile sulhun yolunu. Boşuna girip aramıza yavuz etmeyin adınızı. Ben fakiri sorama hiç. Sayacak hünerim yoktur. Sakarlığım diz boyu. Şu âleme iki metre çukur bir de mezar taşı için çalışıp gitmeye geldim. Ötesine de eyvallah etmem. Lâkin salımda kürek çekecek dört gönüllü adam bırakabilirsem göçerken, iyi bilirdik dedirtebilirsem, iki de muteber satır kalsa ardımda, dostlar bizi hatırlarsa boşa geçmiş saymam kirada durduğum vakti... MUTLULUK GİT BAŞIMDAN Mutluluk... Git başımdan! Görmüyor musun? Hüznü/m başımda/n aşkın Seninle uğraşacak halim yok. Eşe dosta nispet, zoraki bir tebessüm Gördün diye suratımda Hemen koşup gelmenin ne âlemi var! Kovuyor değilim seni ama Anlasana! Ben sana bile ağırım bu akşam. EĞER Sen! Herkes gibi olsaydın eğer? Ne hatırlanırdı yüzün O vakit… Ne sesin duyulurdu Her gece vûku bulan Küçük ölümlerimin arasında. Ne özlenirdin Nede yerli, yersiz Başıboş, avare hüzünler İşgal edebilirdi benliğimi Silinip giderdin işte, o an Sanki hiç yokmuşsun gibi Us’ta gölgen bile Silinip giderdi belki o zaman. Böyle ölürcesine Sevilmeseydin eğer. Hasan Ulaş "Bizim Ece Şairler Antolojisi-2013 Sayfa: 85" |
|