GAM
Yazar: Hakan Yel: Hakan Yel, 1968 yılında İstanbul'da doğdu. Ankara Üniversitesi'nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi okudu.
2004 yılında Cosmopolitan dergisinde kadın erkek ilişkileri üzerine yazılar yazmaya başlayan Hakan Yel'in ilk romanı "Sultana Dokunmak", 2005 yılında Altın Kitaplar tarafından yayımlandı. Osmanlı hanedanının tekrar saray kurumunu hayata geçirmek istemesi ve bu amaç için bir tarikatı kullanarak kamu düzeni boşluğu yaratmasını işleyen gerilim-macera romanı, aksiyon dolu tarzıyla ilgi uyandırdı. "Sultana Dokunmak" 2008 yılı için Japonca ve Bulgarca'ya çevriliyor.
Yel'in bir yıl sonra yayımlanan "Lokanta" isimli korku gerilim romanı, topluma gün geçtikçe hâkim olan 'şiddet'i işliyordu. Romanın, şiddetin bir müddet sonra kendi adalet anlayışını da getireceğini ve bunun yaratacağı karmaşayı işleyen kurgusu, içerdiği şiddet anlatımıyla tepki çekti.
Yazarın kişisel gelişim kategorisi içinde yer alan kitabı "Her Şeyi Satarım Ruhum Hariç" Mayıs 2007'de okurla buluştu. Özellikle Üniversiteli gençlerin mezuniyetlerinde nasıl bir ticaret hayatıyla karşılaşacakları konusunu işleyen kitap, başarısızlıklardan ders alınması gerektiğine işaret ediyor.
Yayınevi: Altın Kitaplar
ISBN: 978-975-21-1720-4
Sayfa Sayısı : 304
Basım Yeri : İstanbul
Basım Tarihi : 2013
Baskı : 1
Kapak Türü : Karton
Dili : Türkçe
Eserle İlgili Açıklama : Gönül denen gezgin ruh sürekli aşkı arar ve onu hep son menzilde bulur... Tevfik Erdem önemli bir sır verecekmiş gibi baktıktan sonra ciddi bir ifadeyle devam etti.
"Aşk bir ruh tutulmasıdır sevgili Alp. Ruh, bu dünyada kayıptır ve hep eşini arar. Eşinin kim olacağını, nasıl olacağını hiç kimse, hatta kendi bile bilemez. O, dümeni kırık bir yelkenli gibidir, rüzgâr nereye sürüklerse oraya savrulur. Bu arayışın sonunda eşini de hep bu menzilde bulur. Tüm ümidini kaybetmişken, yalnızlığın ebedi olduğunu sanıp bunalırken onu bulur ve tüm hayatıyla sarılır..."
"Peki mutlu olurlar mı?" diye sordu Alp.
Tevfik Erdem titreyen sesiyle cevap verdi. "Aşkı bulduğun o menzil var ya, işte onun arkasında hem cennet hem de cehennem vardır. Gönül aşka düşünce ikisine de girer, çıkar. Kâh yaralanır kâh keyiflenir. Fakat neticede sadece birinde kalır."
Gam, beklenmedik ve büyük acıların, buz tutmuş kalplerin ve birbirine tamamen zıt kültürlerin kaosunda aşkla kenetlenen sevdalı ruhların öyküsüdür...
ÖZET :
Alp Germenli Rumelihisarı vapur iskelesi karşısındaki Arpacı Çeşme Sokağında oturuyor. İzmirli fabrikatör Kudret bey ve Muazzez hanımın biricik çocukları. Başarılı bir subay olan Alp görev yaptığı doğuda bir mayına basarak iki bacağını kaybediyor.
Yanında her zaman kendisi gibi subay olan can dostu Erkan ve Sosyal Hizmet Uzmanı Tevfik Erdem var.
Hikâye engelli bir gazi subayın hayata tutunma mücadelesini anlatıyor. Kahramanımızın günümüz Türkiye gerçeklerini anlatan romanının karşı tarafında ise kocası gerilla tarafından Diyarbakır’da öldürülen Avukat Ayhan’ın Berzan ve Şivan isimli küçük çocuğuyla dul kalan eşi Leyla var. Hayat bu iki yaralıyı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hamza Yerlikaya Olimpik Havuzunda karşılaştırıyor. Kısa bir arkadaşlık döneminden sonra beraber mutluluğa yelken açmak için karar kılıyorlar. Emirğan’da ki bir restoranda yapılacak olan nikah törenine bütün davetliler tekerlekli sandalyeyle katılıyor. Düğünden sonra gerdek gecesi için Çırağan Saray’ın giden çiftin önü büyük oğlu Berzan tarafından kesiliyor. Oğlunun elindeki silahı gören anne “Berzan” diye acı bir çığlık attığında her şey çok geç oluyor ve iki el silah sesi duyuluyor. Kızını ve torununu toprağa veren anneanne Şivan’ı da yayına alarak Hollanda’da ki büyük kızın yanına gidiyor. Alp Germenli ise Leyla’nın kırkıncı gününde anne babasının yanına İzmir’e dönüyor.